Bu araştırmada güzel sanatlar lisesi resim bölümü öğrencilerinin yaşadığı sinestezik deneyimleri anlamlandırmak, farkındalık sağlamak ve ortaya çıkararak öğrencinin sanatsal üretim sürecindeki yaratıcılık becerilerini bilinçli bir şekilde gerçekleştirmesi hedeflenmektedir. Nitel yöntemin uygulandığı araştırma, fenomenoloji desenine dayanmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 15-18 yaş grubu 15 resim öğrencisi ve yedi görsel sanatlar öğretmeni oluşturmaktadır. Çalışma grubunu belirlemek için 115 öğrenciye beş soruluk katılımcı belirleme formu verilmiştir. Verilerin elde edilmesinde görüşme, gözlem ve doküman incelemesi gibi nitel veri toplama tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırmanın sonuçları değerlendirildiğinde, öğrencilerin sinestezik deneyimleri sayıların renklere sahip olması, müzik dinlerken renk ya da şekil görme, kelimelerin belirli tatlarla ilişkilendirilmesi gibi deneyimlerdir. Ancak öğrencilerin önemli bir kısmı bu deneyimlerin sinesteziye ait özel bir durum olduğunun farkında değildir. Katılımcıların çoğu, bu deneyimlerin kendilerine özgü olmadığını ve herkesin benzer şekilde algıladığını düşünmüştür. Bu durum, öğrencilerin sinestezik deneyimlerini daha önce yaratıcı süreçlerinde ya da akademik yaşamlarında kullanmamalarına neden olmuştur. Araştırma sürecinde sinestezi kavramını öğrenen öğrenciler, sahip oldukları deneyimleri daha iyi tanımlayabilmiş; kendilerini yaratıcı ve farklı hissettiklerini ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, görsel sanatlar öğretmenlerinin sinesteziyi daha önce duymadıkları, sinestezi hakkında ise bilgi sahibi olunması gerektiğini ifade etmişlerdir.
The purpose of this study is to make sense and raise awareness of synesthetic experiences of high school art students, and to ensure that students discover and consciously use their creativity skills in artistic creation processes. The study adopts a qualitative approach and is based on the phenomenological design. The study group consists of 15 art students, aged between 15 and 18 and seven visual arts teachers. A participant identification form was given to 115 students to determine the study group. To obtain data, qualitative data collection methods including interviews, observation and document analysis were used. The data obtained in the study were analysed through content analysis. When the results of the study are evaluated, the synesthetic experiences of the students are experiences such as numbers having colors, seeing colors or shapes while listening to music, and associating words with certain tastes. However, a significant number of students were not aware that these experiences were a special case of synesthesia. Most of the participants thought that these experiences were not unique to them and that everyone perceived them similarly. This situation caused the students not to use their synesthetic experiences in their creative processes or academic lives before. Having learned about the concept of synesthesia during the research process, the students were able to better describe their experiences and expressed that they felt creative and different. The visual arts teachers stated that they had never heard of synesthesia and should have knowledge of the phenomenon.
