Bir dahili yoğun bakım ünitesindeki acinetobacter baumannii infeksiyonlarının mortalite risk faktörleri: 2 yıllık bir çalışma


AYGENCEL G., DİZBAY M., TÜRKOĞLU M.

Flora İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dergisi, cilt.16, sa.1, ss.23-31, 2011 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

Giriş: Acinetobacter baumannii tüm dünyada ve Türkiye'de özellikle yoğun bakım hastaları için gittikçe önem kazanan bir nozokomiyal patojendir. Bu çalışmada, yoğun bakım ünitesi (YBÜ)'ne yatarak tedavi gören ve A. baumannii infeksiyonu tanısı alan hastaların genel özellikleri gözden geçirilmiş, özellikle mortal seyreden A. baumannii infeksiyonlu hastalardaki risk faktörleri belirlenmeye çalışılmıştır. Materyal ve Metod: Bu çalışma 900 yataklı bir üniversite hastanesindeki dokuz yataklı medikal YBÜ'de, retrospektif olarak, iki yıllık periyodu (Nisan 2007-Nisan 2009) içine alacak şekilde yapılmıştır. Hastaların yoğun bakım öncesi ve yatışı sırasındaki özellikleri incelenmiş; A. baumannii infeksiyonu ile ilgili faktörler ve mortaliteye etki eden faktörler belirlenmeye çalışılmıştır. Bulgular: Yüz yirmi dokuz hasta çalışmaya kabul edilmiştir. Hastaların yaş ortalaması 63.05 (± 17.28) yıldır; %59.7'si erkektir. Hastaların büyük kısmı acil servis veya iç hastalıkları servislerinden sepsis veya akut solunum yetmezliği tanısı ile kabul edilmiştir. Hastaların %47.3'ü immünsüpresiftir. Yüz yirmi dokuz hastada 163 tane A. baumannii izolatı elde edilmiştir. En sık izolatlar %70.5 ile trakeal aspirat kültüründen ve %16 ile kan/kateter kültüründen elde edilmiştir. İzolatların ortalama %89'u siprofloksasine, %94.5'i ise imipeneme dirençlidir. Hastaların %73 (n= 108)'ü pnömoni veya ventilatörle ilişkili pnömoni, %15 (n= 22)'i kan dolaşımı infeksiyonu, %8.7 (n= 13)'si deri/yumuşak doku infeksiyonu, %3.3'ü ise idrar yolu infeksiyonu tanısı almıştır. A. baumannii infeksiyonlu hastaların 98 (%76)'i ölmüştür. Mortaliteye etki eden faktörler tek değişkenli analize göre kabaca "Acute Physiology Assessment and Chronic Health Evaluation (APACHE)" II skoru, yoğun bakım öncesi hastanede yatış süresi, yoğun bakıma nereden kabul edildiği, uygulanan invaziv işlemler (mekanik ventilasyon, kateterler, diyaliz vb.), yoğun bakımda gelişen komplikasyonlar ve daha önceden kullanılan antibiyotikler olmuştur. Çok değişkenli analize göre ise invaziv mekanik ventilasyon uygulanması, YBÜ'de sepsis gelişmesi ve YBÜ'ye iç hastalıkları servislerinden kabul edilmiş olmaları mortalitede en önemli risk faktörleri olarak bulunmuştur. Sonuç: Dirençli A. baumannii infeksiyonları tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de ve bizim hastanemizdeki YBÜ'de majör problemler arasındadır. A. baumannii infeksiyonlarında mortalite yüksektir ve mortaliteyi değişik risk faktörleri etkiler. Bizim çalışmamıza göre, YBÜ'de A. baumannii infeksiyonu gelişen hastalarda invaziv mekanik ventilasyon uygulanması, YBÜ'de sepsis gelişmesi ve hastaların iç hastalıkları servislerinden gelmiş olmaları mortaliteyi belirleyen en önemli risk faktörleridir.
Introduction: Acinetobacter baumannii is considered to be a nosocomial pathogen gradually becoming more important around the world and in Turkey, particularly for patients in intensive care units (ICUs). In this study, we endeavored to overview the general characteristics of the inpatients who were treated in our ICU and diagnosed with A. baumannii infection, and particularly to determine risk factors of patients with mortal A. baumannii infection. Materials and Methods: This retrospective study was conducted in the nine-bed medical ICU of a 900-bed tertiary university hospital and was designed to include a two-year period (April 2007-April 2009). Characteristics of the patients before their admission to ICU and during their stay were examined, and factors related to A. baumannii infection together with factors affecting mortality were determined. Results: One hundred and twenty-nine patients were included in the study. Mean age of the patients was 63.05 (± 17.28) years, and 59.7% of the patients were males. The majority of the patients were admitted to the ICU from both emergency service and internal medicine clinics due to respiratory failure or sepsis. Forty-seven point three percent of patients (47.3%) were immunosuppressive. One hundred and sixty-three A. baumannii isolates were identified in 129 patients. A. baumannii was mostly isolated from tracheal aspirate cultures (70.5%) followed by bloodstream or central catheter cultures (16%). On average, 89% of isolates were resistant to ciprofloxacin and 94.5% to imipenem. Seventy-three percent of patients (n= 108) were diagnosed as pneumonia or ventilator-associated pneumonia (VAP), 15% (n= 22) as bloodstream infection, 8.7% (n= 13) as skin/soft tissue infection, and 3.3% (n= 5) as urinary tract infection. Ninety-eight patients (76%) who were infected by A. baumannii died. Factors affecting mortality according to univariate analysis were listed roughly in terms of Acute Physiology Assessment and Chronic Health Evaluation (APACHE) II score, length of hospital stay before ICU, the clinic from which the patient was transferred to the ICU, applied invasive procedures (mechanical ventilation, catheters, dialysis, etc.), complications in the ICU, and antibiotics used previously. According to multivariate analysis, the most significant risk factors for mortality were application of invasive mechanical ventilation, sepsis in the ICU and admission from internal medicine clinics. Conclusion: Resistant A. baumannii infections are among the major medical challenges worldwide, in Turkey, and in our ICU. The mortality rate is high, and different risk factors affect the mortality rate in A. baumannii infections. According to our study, application of invasive mechanical ventilation, sepsis in the ICU and admission from internal medicine clinics were the major risk factors for mortality in our A. baumannii-infected ICU patients.