7. Türkiye EKMUD Bilimsel Platformu 2019, Antalya, Türkiye, 3 - 07 Nisan 2019, ss.154-155
Giriş: Alfa coronavirüsler (HCoV-229E ve HCoV-NL63), beta-coronavirüsler
(HCoV-HKU1, HCoV-OC43, MERS-CoV) ve SARS-CoV (ağır akut solunum
yolu coronavirüsü) insanlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden
olabilmektedir. Coronavirüsler özellikle kış ve ilkbahar aylarında görülen
toplum kökenli üst solunum yolu enfeksiyonlarının yaklaşık üçte birine neden
olmaktadır. Çocuk ve erişkinlerde pnömoni ve akut solunum yetmezliklerine
neden olabildiği gösterilmiştir. Bu çalışmada hastanemizde nazofarengeal
örneklerde PCR ile insan coronavirüs (HCoV) saptanan hastalar alt solunum
yolu enfeksiyonu gelişimi açısından değerlendirilmiştir.
Gereç ve Yöntem: Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 01.01.2016-
31.12.2018 tarihleri arasında yatarak takip edilen ve solunum yolu viral paneli
istenilen hastalar geriye dönük olarak değerlendirilmiş ve PCR yöntemi ile
HCoV pozitifliği saptanan olgular çalışmaya dahil edilmiştir. Hastalar yapılan
radyolojik değerlendirme (PA grafi ± toraks tomografi) sonuçlarına göre
pnömoni gelişen ve gelişmeyen olarak gruplandırılmıştır. Hastalar pnömoni
gelişimi açısından demografik özellikleri, komorbid hastalıkları, semptom ve bulguları, laboratuvar değerleri (hemogram, biyokimya, mikrobiyolojik
sonuç) ve eşlik eden bakteriyel enfeksiyonlar açısından karşılaştırılmıştır.
Kategorik değişkenlerin karşılaştırılmasında ki-kare testi, kategorik
olmayan değişkenlerin karşılaştırılmasında ise normal dağılım göstermeyen
değişkenlerde Mann-Whitney U testi, normal dağılım gösterenlerde ise
Student t-test kullanılmıştır ve p<0,05 anlamlı olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Toplam 651 hastadan solunum yolu viral paneli örneği gönderilmiş
olup 321 hastada PCR ile pozitiflik saptanmıştır. PCR ile pozitiflik saptanan
hastaların 61’inde (%19) insan coronavirüs saptanmıştır. On hasta klinik ve
laboratuvar verileri yetersiz olması nedeniyle çalışma dışı bırakılmıştır. Elli bir
hastanın 26’sında (%50,9) pnömoni saptanmıştır. Malignite varlığı pnömoni
gelişimi ile ilişkili bulunmuş, diğer komorbid durumların pnömoni gelişimi
ile ilişkisi saptanmamıştır. Pnömoni gelişen hastalarda C-reaktif protein
(CRP) düzeyleri yüksek saptanmıştır. Prokalsitonin düzeyleri arasında anlamlı
farklılık saptanmamıştır. HCoV-229E serotipi ile gelişen enfeksiyonlarda
pnömoni sıklığı daha yüksek bulunmuştur. Coronavirüs ile ilişkili pnömoni
gelişen olgularda yoğun bakım destek gereksinimi, 14. ve 28. gün mortalite
sıklığı anlamlı yüksek olarak saptanmıştır. Hastalar pnömoni gelişimi açısından
karşılaştırılmış olup Tablo 1’de sunulmuştur.
Sonuç: Özellikle maligniteli hastalarda nazofarengeal ya da diğer solunum
yolu örneklerinde özellikle coronavirüs HCoV-229E serotipi saptanması ve
CRP düzeylerinin yüksek olması durumunda pnömoni gelişimi açısından
dikkatli olunmalı ve yakın klinik takip yapılmalıdır.