Erken Dönem Ortodontik Tedaviler ve Etkileri, Prof. Dr. Lale Taner, Editör, Türkiye Klinikleri Yayınevi, Ankara, ss.47-54, 2020
Bu retrospektif çalışmanın amacı, dikey çenelik veya arka ısırma bloğu ile tedavi edilen iskeletsel
açık kapanış vakalarında tedavi ve pekiştirme sonrası değişikliklerin değerlendirilmesidir. Çalışmaya
Angle Sınıf I veya Sınıf II bölüm 1, iskeletsel açık kapanışa sahip toplam 22 birey seçilmiştir. Grup1 9
birey vertikal çenelik, Grup2 13birey, arka ısırma bloğu ile tedavi edilmiştir. Ortalama tedavi süresi sırasıyla
9 ay ve 7 ay’dır. Apareylerin sadece gece kullanıldığı pekiştirme dönemi ise sırasıyla 9 ay ve 6
ay, pekiştirme sonrası takip dönemi ise 6 ay olmuştur. Ölçümlerden SNA, ANS-Xi/Xi-Pg, Co-Pg, Ar-
GoMe, NGoMe, SN/GoAr, UMC┴ANS-PNS ve LMC┴ANS-PNS Grup x Zaman interaksiyonunda istatistiksel
olarak önemli bulunmuştur. Arka ısırma bloğu ile mandibulada posterior rotasyonun
engellenmesi, mandibuler uzunlukta önemli düzeyde ve artış ve posterior dentoalveoler yapılarda istenen
olumlu etkiler elde edilmiştir. Dikey çenelik ile gonial açıda önemli azalma ve mandibulada anterior
rotasyon gözlenmiş ve izlenen dönemde stabil kalmıştır. İskeletsel açık kapanış tedavisinde etkili
olduğu bilinen arka ısırma bloğu ve dikey çenelik ile çarpıcı ve farklı bulgular elde edilmiştir. Aparey
seçimi kraniyofasiyal yapının detaylı incelemesi yapılarak ve bireyin ihtiyaçları göz önüne alınarak yapılmalıdır.
The aim of this retrospective study was to evaluate and compare the treatment and posttreatment
changes and postretention stability after vertical chin-cap or posterior bite-block therapy in
skeletal open-bite cases. The study groups included 22 skeletal open-bite cases with Angle Class I or
Class II division 1 malocclusions. Group 1 was the vertical chin-cap treatment group (9 patients) and
Group 2 was the posterior bite-block treatment group (13 patients). The mean treatment time was 9
months and 7 months respectively. The retention period, where the appliances were used only at nighttime,
was 9 months and 6 months respectively and the follow-up period was 6 months after retention.
Prevention of the posterior rotation of the mandible, a pronounced and stable increase in the mandibular
length, and desirable influence on the posterior dentoalveolar structures were the remarkable results
of the bite-block therapy. Significant decrease in the gonial angle and anterior rotation of the mandible
were the distinguishing and stable effects of vertical chin-cap therapy in medium-term. Vertical chin-cap
and posterior bite-blocks, both being effective in the treatment of skeletal open-bite, showed some apparent
differences in the treatment outcomes. Thus, the preferance of the appliance should be made according
to a detailed analysis of the craniofacial structure and the needs of the individual patient.