EĞİTİME BAKIŞ, sa.53, ss.1-28, 2021 (Hakemli Dergi)
Giriş: Maârif
Meclislerinden Millî Eğitim Şûrâlarına
Medeniyetimizin sistematik olarak
devamlılığını sağlayan en önemli dinamik ve canlı kurumsal yapısı eğitim sistemi
ve unsurlarıdır. İslam ve Türk tarihinde heyetler halinde idare edilen
Vakıf-Okul sisteminde şüphesiz istişari olarak işleyen ve gerçek anlamda
kurumun idari yükümlülüğünü üstlenen bir mütevelli heyet bulunmuştur. Osmanlı
son döneminde yenileşme hareketleri sırasında başlayan eğitim ve ilmiye
sisteminde reorganize olma çabaları neticesinde Osmanlı Devleti bir anlamda “Meclisli Eğitim Sistemi” denilebilecek
bir “İlmiye Heyetleri” yapısına kavuşmuştur. 1845 yılında oluşturulan Meclis-i Maârif-i Muvakkat, meclisli
eğitim yapısının oluşturulmasında bir milat özelliğindedir. Aynı dönemde Encümen-i Dâniş ile ders kitaplarının ve
yayınların hazırlanması noktasında görev verilen ilmiye akademisi dikkati çeker. 1869’da Meclis-i Kebir-i Maârif oluşturularak Vilayet Maârif Meclisleri de bu Meclis’in taşradaki unsurları
olarak oluşturulmuştur. Bu kurulların Türk Eğitim sisteminin “meclisli eğitim sistemi” görünümü ile
iştişare ve ortak akıl yürütme mekanizmaları temelinde kendisini dinamik bir
şekilde yenilediği ve Osmanlı son döneminden Cumhuriyet dönemine kadar süren
bütün askeri, sosyo-ekonomik ve siyasi buhranlara rağmen canlı bir şekilde
ortak akılla yürütmeyi başardığı gözlenebilmektedir. Bu kurumların Cumhuriyet
döneminin başında meclis veya heyetler halindeki
Heyet-i İlmiyeler, Telif ve Tercüme Heyeti(Teftiş ve Tercüme Heyeti, Milli
Talim ve Terbiye Heyeti), Müdürler Encümeni, Heyet-i İlmiye Daimi Encümeni ve Birinci
Maârif Kongresi gibi kurum ve kurullarda devam ettiği ve bu heyetlerin
1921-1926 döneminde Milli Eğitimdeki yeniliklerin yapılmasında ve
yürütülmesindeki etkileri icrâî bakımdan oldukça kritik olmuştur.
Gerek Meclis-i Mebusan’da gerekse Büyük
Millet Meclisi’nde eğitimle ilgili yapılması gerekenler konusundaki beyanlar,
tartışmalar, önergeler ve komisyonlar milli eğitim mevzuatının günümüze kadar
gelişmesinde ve genişlemesinde etkili olmuştur. Türkiye’nin İstiklal Harbi
sırasında ortaya koyduğu bağımsızlık ilkeleri arasında 3 “mîsâk” bulunmaktadır.
Bunlardan Mîsâk-ı Millî, Vatan ve
Millet’in kurtarılmasını, Mîsâk-ı İktisadi devletin ekonomik bağımsızlığı ve haklarını, Mîsâk-ı Maârif millî kültür ve muasır medeniyetin üzerine
çıkma hedefine dönük bağımsız eğitim siyasasını ifade eder.