AL-FARABI 11TH INTERNATIONAL CONFERENCE ON SOCIAL SCIENCES, Erzurum, Türkiye, 19 - 20 Ağustos 2022, ss.938-947
Küresel iklim değişikliği ve beraberinde getirdiği çevresel bozulmalar modern çağın önemli problemleri
arasında yer almaktadır. Endüstri Devriminden sonra kırsal bölgelerden kent merkezlerine doğru yaşanan
göçler kentsel alanlarda nüfus yoğunluğunun artmasına yol açmıştır. Artan insan nüfusuyla paralellik
gösteren tüketim alışkanlıklarındaki farklılaşmalar, tercih edilen farklı ulaşım araçları ve enerji türleri gibi
gündelik yaşam pratikleri kentsel yapılı çevrede önemli ölçüde karbon ayak izi salınımına yol açmaktadır.
Tüm bu olumsuzluklar kentleri iklim değişikliğine karşı daha kırılgan bir yapıya sürüklemiştir. Başta IPCC
(Hükümetlerarası İklim Değişkliği Paneli) olmak üzere uluslararası birçok kuruluş gönüllü olarak iklim
değişikliği ile mücadele üzerine politikalar ve öneriler sunmaktadır. IPCC’nin (Hükûmetlerarası İklim
Değişikliği Paneli) 4. Raporuna göre, Türkiye`nin güneyi ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kalacağı ileri
sürülmüştür. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu`yu kapsayan bölgelerde kış yağışlarının ise yüzde 20-50
arası azalacağı öngörülmüştür (IPCC, 2007). Bu bağlamda alan çalışması olarak küresel iklim değişikliğinden
etkilenerek kuraklık riski taşıyan ve iklim değişikliği eylem planına sahip olmayan Diyarbakır kentinden
Suriçi, Kayapınar, Bağlar ve Yenişehir bölgeleri seçilmiştir. Çalışmada IPCC kılavuzunda yer alan Tier 2
metodu kullanılarak 2016-2020 yılları arasında doğal gaz tüketimine bağlı CO2 emisyonları hesaplanmıştır.
Hesaplamalar neticesinde doğal gaz tüketimine bağlı en yüksek karbon ayak izine sahip bölge Kayapınar, en
düşük CO2 emisyonu ise Suriçi bölgesinde olduğu tespit edilmiştir. Çalışma neticesinde konut ve ulaşım
sektöründe CO2 emisyonundaki artış küresel iklim değişikliği probleminde kişisel tüketim alışkanlıklarının
tekrar gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Bu çalışma Diyarbakır kenti için önümüzdeki
dönemde hazırlanacak olan iklim değişikliği eylem planı için sera gaz envanter oluşturulmasında bilimsel bir
altlık ve rehber olmayı hedeflemektedir.
Global climate change and the environmental Decays it brings are among the important problems of the
modern era. After the Industrial Revolution, migrations from rural areas to urban centers led to an increase in
population density in urban areas. Daily life practices such as differences in consumption habits, preferred
types of transportation and types of energy, which are parallel with the increasing human population, lead to a
significant carbon footprint in the urban built environment. All these negatives have led cities to a more fragile
structure against climate change. Many international organizations, especially the IPCC (Intergovernmental
Panel on Climate Change), voluntarily offer policies and recommendations on combating climate change.
Local governments, especially in Turkey, have not yet been able to develop effective and solution-oriented
strategies to combat climate change. According to the 4th Report of the IPCC (Intergovernmental Panel on
Climate Change), it has been suggested that the south of Turkey will face the threat of serious drought. It is
predicted that winter precipitation will decrease by 20-50 percent in regions covering Aegean, Mediterranean and Southeastern Anatolia (IPCC, 2007 In this context, Suriçi, Kayapınar, Bağlar and Yenişehir regions from
Diyarbakır, which are affected by global climate change and have a risk of drought and do not have a climate
change action plan, were chosen as a field study. In the study, CO2 emissions due to natural gas consumption
between 2016 and 2020 were calculated using the Tier 2 method in the IPCC guideline. As a result of the
calculations, it was determined that the region with the highest carbon footprint due to natural gas consumption
is Kayapınar, and the lowest CO2 emission is in the Suriçi region. As a result of the study, the increase in CO2
emissions in the housing and transportation sector underlines the need to reconsider personal consumption
habits in the global climate change problem. This study aims to be a scientific base and guide for the creation
of greenhouse gas inventory for the climate change action plan to be prepared for the city of Diyarbakır in the
upcoming period.