Anterior Kafa Tabanının Endoskopik Transnazal Rekonstrüksiyonunda Tecrübelerimiz: 337 Vakanın Sonuçları ve Analizi


Akyol E., Çayır M., Alan D. H., Tüfek O. Y., Çeltikçi E., Şahin M. M.

7. Kafa Tabanı Kongresi, Ankara, Türkiye, 21 - 23 Şubat 2025, sa.53726, ss.21-22, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.21-22
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Endoskopik endonazal transsfenoidal yaklaşımların artan sayısı, koku alma bozukluğu gibi sinonazal komplikasyonlarla ilişkilendirilmiştir.1 Olfaktör nöroepitel içeren anatomik yapıların rezeksiyonu veya mukozal hasarı nedeniyle olfaktör disfonksiyon bu komplikasyonlardan biridir. Metod: Çalışmaya Haziran 2021 – Aralık 2021 tarihleri arasında endoskopik transsfenoidal yol ile hipofiz adenomu nedeniyle opere olan 15 hasta dahil edildi. 8 hastada nazoseptal flep kullanılırken, 7 hastada flep kullanılmadı. Hatalara preoperatif dönemde, postoperatif 1.ayda ve postoperatif 3. ayda koku testi bataryası uygulandı. Koku eşiği, koku ayırt etme, koku tanımlama ve TDI skorlarına bakıldı.  Bulgular: TDI,eşik,ayırt etme ve tanımlama skoruna bakıldığında preop ve post op 3. ay skorunda anlamlı fark görülmedi. Post op 1. ay skorlarına bakıldığında tanımlama dışındaki skorlarda preop ve postop 3. ay skorlarına göre anlamlı fark saptandı. Flepli ve flepsiz hastaların koku skorları arasında fark izlenmedi. Tartışma: Çalışmamızdaki sonuçlar, endoskopik transnazal transsfenoidal cerrahinin uzun dönemde koku fonskiyonları açısından güvenli bir cerrahi olduğunu göstermiştir. Hastaların postoperatif 1. aydaki koku skorlarında azalma saptanırken; 3. ayda tekrardan preoperatif dönem skorlarına döndüğü görülmüştür. Benzer sonuçlar (Kim BY ve ark.)2 ve (Sowerby LJ ve ark.)3 tarafından da bulunmuştur. Yakın dönemdeki koku azalmasının muhtemelen nazal mukozadaki ödem ve oluşan krutlara bağlı olduğu düşünülmüştür. İyileşmenin tamamlanması ile ödemin azalması ve krutların temizlenmesi sonucu koku fonksiyonlarının düzelmesi bu düşünceyi desteklemektdir.  Çalışmamızda nazoseptal flep kullanımının koku üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı saptanmıştır. Flep kullanımının koku fonksiyonlarını etkilememesinin nedeni muhtemelen flep hazırlama tekiniği ile ilgili olabileceği düşünülmüştür. Olfaktör nöroepitel içeren septum mukozasının yerinde bırakılması, flep sınırlarının aşılmaması ve üst sınır belirlenirken koter yerine soğuk bıçak kullanılıması dikkat edilmesi gereken noktalardır. Anahtar Kelimeler: koku, endoskopik, nazoseptal fler, kafa tabanı 

Introduction – Purpose: With the advances in the endoscopic transnasal approach to the anterior skull base, it has become necessary to develop appropriate methods for the reconstruction of defects in this region. The primary goal of anterior skull base reconstruction is to prevent postoperative CSF leakage. [2] Various repair materials such as graft materials and vascularized pedicled flaps have been described for endoscopic reconstruction and options mostly involve the use of multilayered materials. [3] In this study, we present the results of 327 patients who underwent reconstruction after endoscopic anterior skull base surgery in our clinic in the last 3 years. Materials - Methods: In the study, 327 patients who underwent endoscopic anterior skull base surgery by the joint skull base team of the Department of Ear, Nose and Throat and Brain Surgery at Gazi University Hospital between 2022-2024 were retrospectively examined. The patients were evaluated in terms of pathological diagnosis, defect area, reconstruction technique, postoperative CSF leakage and revision repair surgery techniques. Findings: Reconstruction was performed with graft materials only in 137 patients, while vascularized pedicled flaps were used in 190 patients. In total, 21 of 327 patients (6.4%) had postoperative CSF leakage. Postoperative CSF leakage was observed in 4 of 137 patients (2.9%) who underwent repair with graft materials only and in 17 of 190 patients (8.9%) who underwent vascularized pedicled flaps. In the flap group, 8 of the patients who developed rhinorrhea had a suprasellar defect. Conclusions: In cases where the tumor size is small and the risk of intraoperative CSF leakage is low, only grafts can be used in repair. Nasoseptal flaps should be part of routine reconstruction in larger defects and in patients with a high risk of intraoperative CSF leakage. Suprasellar defects are the areas with the lowest flap success in postoperative CSF leakage. Keywords skull base, reconstruction, rhinorrhea