KLİMİK 2021, Antalya, Türkiye, 26 - 30 Mayıs 2021, ss.437-440
Nozokomiyal enfeksiyonlar, hastanede yatan
hastalarda önlenebilir morbidite ve mortalitenin
en önemli nedenlerindendir. Nozokomiyal
enfeksiyonların önemli bir kısmını gram negatif
bakteriler oluşturmakta ve bu bakterilere karşı
gelişen direnç oranları her geçen gün artmaktadır.
Direnç profillerinin takip edilmesi yatan hastalarda
gelişen enfeksiyonlarda uygun ampirik antimikrobiyal
tedavilerin planlanması ve enfeksiyon kontrol
programlarının belirlenmesinde önem taşımaktadır.
Çalışmamızda son 20 içinde onar yıl ara ile üç dönem
(Ocak-Temmuz 1998, Ocak- Aralık 2008, Ocak- Aralık
2019) seçilerek nozokomiyal gram negatif etkenlerin
dağılımı ve dört önemli bakterinin (P. aeruginosa,
A. baumanni, Klebsiella spp. ve E. coli) direnç
durumunun değişimi incelenmiştir. Çalışmada Gazi
Üniversitesi Hastanesi’nin riskli üniteleri ve yoğun bakımlarında yatan ve nozokomiyal enfeksiyon tanısı
alan hastaların klinik örneklerinden gönderilen gramnegatif bakteriler incelenmiştir. Veriler Enfeksiyon
Kontrol Komitesi sürveyans raporlarından elde
edilmiştir. Nozokomiyal enfeksiyon tanıları CDC
kriterlerine göre konulmuştur. Çalışmada toplam
1635 gram negatif bakteri incelenmiş olup en sık
izole edilen bakteriler yıldan yıla değişen sıklıkta
Acinetobacter baumanni, E. coli, Pseudomonas spp.
ve Klebsiella spp.’dir. Gram negatif bakterilerin yıllara
göre dağılımı ayrıntılı olarak Tablo 1’de verilmiştir.
Bu etkenlerin elde edildiği nozokomiyal enfeksiyon
tiplerinin dağılımı Tablo 2’de verilmiştir. Klebsiella
spp., E. coli, P. aeruginosa ve A. baumanni’nin
antimikrobiyal duyarlılıklarının yıllara göre değişimi
Şekil 1-4’de verilmiştir. Klebsiella spp. izolatlarına
karşı antimikrobiyal duyarlılıkta genel bir azalma
saptanmış olup klinik olarak en önemli duyarlılık
azalması meropenemde gözlenmiştir. 1998 yılında
izolatların %100’ü meropeneme duyarlı iken 2019
yılında yalnızca %60’ı duyarlı saptanmıştır. E. coli
için seftazidim ve siprofloksasin duyarlılığında
belirgin azalma saptanırken meropenem duyarlılığı
1998’de %98,7’den 2019’da %91,6’ya gerilemiştir.
Pseudomonas aeruginosa’nın antimikrobiyal
duyarlılıklarında diğer bakterilerden farklı
olarak artış gözlenmiştir. A. baumanni için tüm
antimikrobiyallerde özellikle 2008 yılında 1998’e göre
belirgin duyarlılık azalması saptanmış olup duyarlılık
oranlarındaki düşüş 2019 yılında da devam etmiştir.
Sonuç olarak Pseudomonas aeruginosa hariç gram
negatif bakterilerin antimikrobiyal duyarlılıklarında
genel olarak azalma saptanmıştır. Klebsiella spp.
izolatlarının karbapenem duyarlılıklarındaki
ciddi azalma, karbapenem dirençli suşların hızla
yaygınlaştığını göstermektedir. Önümüzdeki on
yıl içinde gerekli önlemler alınmazsa Klebsiella
suşlarındaki direnç oranlarının A. baumanni’ye
benzer şekilde artacağı öngörülebilir. Oldukça virülan
bir bakteri olan Klebsiella spp.’nin karbapenem
dirençli suşlarıyla gelişen enfeksiyonların yönetimi
klinisyenleri oldukça zorlayacaktır