Tıbbi ve Adli Açıdan Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler


Berkkan A.

1. Uusal Adli Eczacılık Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 26 - 27 Mart 2022

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Merkezi sinir sistemine (MSS) etki eden ilaçların çoğu, sinirsel iletinin çeşitli basamaklarını (nörotransmiterlerin sentez, depolama ve etkinin sonlandırılması) değiştirerek presinaptik etki gösterirler. Psikotrop maddeler, MSS’de etkisini göstererek algıda, ruh halinde, bilinçte, davranışta geçici değişikliklere neden olup tedavide, eğlence amaçlı, ritüel ve spiritüel amaçlı kullanılırlar [1]. Uyuşturucu maddeler ise yasal ya da yasadışı bağımlılık yapan uyarıcı, uyutucu/uyuşturucu, halüsinojenler ve uçucu maddelerdir. Benzodiyazepinler, barbitüratlar, kokain, amfetamin, tetrahidrokanabiol, morfin tedavi amaçlı kullanılırken suiistimal edilen ilaçlar arasındadır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin ülkemizde tıbbi ve bilimsel amaçlar dışında; üretimi, ticareti (satma, satın alma), bulundurulması ve kullanılması yasal olarak sınırlanmış, yasaklanmış ve suç kapsamındadır [2]. Hayatında en az bir kez herhangi bir uyuşturucu maddeyi kullandığını beyan eden 27.779 kişinin verilerine göre hazırlanan 2021 yılı Türkiye Narkolog Raporu’nda; tütün kullanımının madde kullanımı açısından basamak teşkil ettiği, ilk denenen uyuşturucu maddenin esrar, uyuşturucu suçlarını işleyenlerin %95,1’inin erkek, %4,9’unun kadın, %26,6’sının lise ve üzeri öğrenim gördüğü, düzenli işte çalışanların oranının %55,3, uyuşturucuya başlama yaş ortalamasının 21, 15-24 yaş grubunda uyuşturucuya başlayanların oranının %73,7, uyuşturucunun ilk olarak arkadaş veya yakın çevresinden temin etme oranının %78,3 ve madde kullanmaya başlama nedeninin %33,8 oranla meraktan olduğu ortaya konmuştur [3]. Tıbbi laboratuvarlarda madde analizleri tıbbi, adli veya sosyal amaçlı yapılabilir. Zehirlenme, ölüm vakalarında sebebin araştırılmasında, aşırı doz vakalarının toksikolojik açıdan değerlendirmesinde, madde kullanım bozukluğu olan kişilerin tedavi programlarında, yoksunluk, yerine koyma tedavisinin kontrolünde, denetimli serbestlik programında, çalışanların işe alınması veya rutin muayenelerde laboratuvar sonuçlarına gereksinim duyulur. Laboratuvar sonuçlarının duyarlılık ve seçicilikleri, madde kullanım sonuçlarının pozitif raporlandığı tedavi dışı durumlarda ceza yaptırımının olması nedeniyle önemlidir [4). Laboratuvar analizleri, maddenin molekülün yapısını tanımlayabildiğinden adli ve idari kararın verilme sürecinde kullanılan tek nesnel araçtır. Türkiye için madde taranması standart test paneli ve tarama eşik değerleri; amfetaminler (500 µg/L), benzodiazepinler (300 µg/L), esrar (50 µg/L), kokain (150 µg/L), opiatlar (2000 µg/L)’dır. Madde analiz stratejisi iki basamaklıdır; tarama testleri immünokimyasal yöntemler olup, kalitatif veya semikantitatif madde/metabolit veya madde/metabolit grubunun varlığını saptarken, doğrulama analizleri kantitatif, madde varlığını doğrulayan ve/veya miktarını ölçen kromatografik yöntemlerdir (GC-MS, LC-MS/MS). [4-6]. Uyuşturucu varlığı veya yokluğu hiçbir zaman mutlak değildir. Laboratuvar testleri test edilecek maddeye, test edilen kişiye, testin istenme sebebi gibi birçok duruma göre şekillenirken maddenin birbirinden farklı yapısal ve kimyasal özellikleri, kullanılan doz, kullanım sıklığı, eşik değer, test edilen biyolojik örnek, örneğin alınma zamanı, kullanan kişinin fiziksel ve farmakolojik özellikleri, metodun duyarlılığı gibi değişkenler analizin zorlukları arasındadır. İdrar, kan, tükürük, ter, saç, tırnak madde analizinde kullanılan biyolojik örneklerdir. Ana bileşiğin saç, ter, kan ve tükürükte, metabolitlerin ise idrarda saptanması daha olasıdır[5, 6]