Transformations in urban space by neoliberal policies: Ankara train station.


CERAN H., ULUDAĞ Z., GÜLEÇ G.

15th International Istanbul Scientific Research Congress On Life, Engineering, and Applied Sciences, İstanbul, Türkiye, 9 - 11 Aralık 2023, ss.40-42

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.40-42
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet


Urban space is not only a physical but also a social entity. This entity is disposed to various changes due to the economic and political events over time. Cities today are re-formed by the global changes stemming from the neoliberal ideology; so, urban spaces eventually become capital areas. Contrary to the discourses of freedom and democratization, neoliberalism that turns the built environment into a kind of commodity, leads the economic and political power groups to develop an interventionist approach towards the city. Especially after the 2000s, the structural and spatial effects of neoliberal ideology have been dominant in Turkey. Due to this ideology, urban practices in which the public interest is mostly ignored have gradually increased. Within the scope of this paper, the transformation of the railway area that has a symbolic value for the city of Ankara, to the campus of a foundation university is discussed critically. Ankara Train Station reflecting the modernization ideal of the Republic, is a symbolic and democratic area that is embedded in the urban memory by its square, casino, lodgings and various social activities in these spaces. The sustainability of urban memory and also Ankara Train Station, which hosts unforgettable memories in the daily lives of many citizens, is of critical importance for the citizens. However, a part of this area is transferred to a foundation university together with the registered buildings, and undergoes various spatial and structural transformations, and restrictions are imposed on the freedom of citizens to use the area. Considering that the urban memory emerges not only through spatial formations but also through the meanings that the society attributes to the urban spaces, it is understood that structural and spatial transformations within the city do not only have physical consequences. The urban practice, which results in the fragmentation and transformation of a public space and the complete change of its use, also means the fragmentation of the public identity and historical character of the Ankara Train Station. But, such practices, which are mostly realized for commercial purposes in the urban spaces, should be handled in the public interest. This is critically important for the future of cities and for the sustainability of social life and habits in the cities. 




Kent mekânı yalnızca fiziksel değil aynı zamanda sosyal bir oluşumdur. Bu oluşum, zaman içerisinde, ekonomik ve politik olaylar nedeniyle çok çeşitli değişimlere maruz kalmaktadır. Günümüzde kentler, küresel ölçekte egemen olan neoliberal ideolojinin etkisiyle biçimlenmekte; kent mekânları birer sermaye alanı olarak görülmektedir. Yapılı çevreyi bir tür metaya dönüştüren neoliberalizm, özgürlük ve demokratikleşme söylemlerinin aksine, ekonomik ve politik gücü elinde bulunduran güç odakları tarafından kente yönelik müdahaleci bir yaklaşımın geliştirilmesine neden olmaktadır. Türkiye’de neoliberal ideolojinin yapısal ve mekânsal etkileri, özellikle 2000’li yıllardan sonra, belirgin bir biçimde görülmeye başlamış; bu ideolojiyle birlikte kent mekânında kamu yararının gözetilmediği uygulamalar giderek artmıştır. Bildiri kapsamında, Ankara kenti için simgesel bir değere sahip olan tren garı yerleşkesinin özelleştirilerek bir vakıf üniversitesine devredilme süreci ele alınmaktadır. Cumhuriyetin modernleşme idealini yansıtan mekânlardan biri olan Ankara Tren Garı yerleşkesi meydanı, gazinosu, lojmanları ve bu yerleşkede gerçekleştirilen sosyal etkinlikleriyle kent hafızasında yer edinmiş önemli bir mekândır. Pek çok kentlinin hayatında unutulmaz anılara ev sahipliği yapmış olan bu mekânın ve kent hafızasının sürdürülebilirliği kentliler için önem taşımaktadır. Ancak yerleşkenin bir kısmı tescilli yapılar ile birlikte vakıf üniversitesine devredilerek çeşitli mekânsal ve yapısal dönüşümler geçirmiş, ayrıca kentlinin bu yerleşkeyi kullanma özgürlüğüne kısıtlamalar getirilmiştir. Bir kentin hafızasının yalnızca mekânsal oluşumlarla değil aynı zamanda toplumun kentsel mekânlara yüklediği anlamlarla ortaya çıktığı düşünüldüğünde kent içerisindeki yapısal ve mekânsal dönüşümlerin yalnızca fiziksel sonuçlar doğurmadığı ortaya çıkmaktadır. Kamusal bir mekânın parçalanarak dönüştürülmesiyle ve kullanım biçiminin tamamen değiştirilmesiyle sonuçlanan bu uygulama, aynı zamanda, Ankara Garı yerleşkesinin kamusal kimliğinin ve sahip olduğu tarihi niteliğin de parçalanması anlamına gelmektedir. Kent mekânlarında daha çok ticari amaçlarla gerçekleştirilen bu tür uygulamaların kamu yararı gözetilerek ele alınmasının kentlerin geleceği ile kentlerdeki sosyal yaşantının ve alışkanlıkların korunarak sürdürülebilmesi için önemli olduğu anlaşılmaktadır.