51. Eğitimin, Okulların ve Eğitim Emekçilerinin Canına Okuyan Şiddet!.


Karaağaçlı M.

mektepli gazete, cilt.2, sa.4, ss.1-3, 2024 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 2 Sayı: 4
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: mektepli gazete
  • Sayfa Sayıları: ss.1-3
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Eğitimin, Okulların  ve Eğitim  Emekçilerinin Canına Okuyan Şiddet!

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa KARAAĞAÇLI

T.C. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.

1.Öndeyi

Eğitimin, Okulların ve Eğitim  Emekçilerinin Canına  Okuyan Şiddet! Konusuyla ilgilenilen  bu  çalışmanın amacı Eğitim   ve Okul  iklimini  olumsuz  etkileyen şiddet  olgusuna kamuoyunun  dikkatini çekmektir. Çalışma; İlgili alan yazın bulgularına ve yazarın postpozivitist görüşleriyle gözlemlerine dayalı oluşturulmuştur.

 

Çalışma; (1)Öndeyi, (2)Şiddet  Sorunsalı,  (3)Türkiye Coğrafyasında Eğitimde Şiddetin Önünü Açan Yasal Boşluklar, (4)Eğitime, Okullara ve Eğitim Emekçilerine Karşı Şiddeti Tetikleyen  Etmenler, (5)Eğitime, Okullara ve  Eğitim Emekçilerine Şiddet Uygulayanların Prototipleri,  (6)Sonuçlar, (7)Öneriler, (8)Vargı ve Yargı alt başlıklarında kaleme  alınmıştır.

 

2.Şiddet  Sorunsalı

Şiddetin  her  türüyle  bireyin özel veya kamusal  hakları kısıtlanır. Tehdit ve baskı yoluyla  bireyin özgürlüğü   engellenir.  Şiddetin  dünyanın  her  yerinde farklı yöntem ve şekillerle sürmesi, bireysel, sosyal ve kamusal yaşamdaki her  fizik-mekanın  şiddet ortamı olarak  kullanılması  her türden  şiddete sıfır toleransla  yaklaşılması gerektirmektedir.

Yaşamda kadınlar, çocuklar, aile bireyleri,  tek taraflı ısrarlı takip edilenler  ve hayvanlar  toplumda en çok şiddet mağdurları olurken (OECD;2022); eğitimde ve okullarda ise  mağdur tarafları salt çocuk birey, ergen birey  ve genç yetişkin bireyler olmamakta (UNİCEF,2017)  eğitim-öğretim hizmetini yürütmekle  görevli  başta öğretmenler olmak üzere, yöneticiler hatta destek personel bile şiddete  maruz kalmaktadır.

Eğitim ve  okul paydaşlarının her türden şiddetle  karşılaşmasında paydaşların farklı sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel çevrelerden gelmeleri, değerleri ile okulun değerlerinin uyuşmaması, sağlık durumu, beslenme koşulları, bireysel psiko-sosyal gelişim özelliklerinin payı büyüktür.

 

3.Türkiye Coğrafyasında Eğitimde Şiddetin Önünü Açan Yasal Boşluklar

Eğitimin toplam kalite  standartlarını doğrudan etkileyerek okul iklimini  zedeleyen şiddet  olgusu son şiddet  görüntüsüyle (bir okul müdürünün yabancı uyruklu bir öğrenci tarafından öldürülmesi) vicdanı olan herkesi  derinden yaralamış ve üzmüştür.

Çünkü;

·       Bu şiddet olayı ile;  görevi başında profesyonel  iş  ahlakıyla  davranan bir  eğitim  görevlisi hayattan koparılmıştır.

·       Varolan yasalarda şiddetle ilgili  cezaların işlenen  suçlar karşısında hafif  ve komik kalması anılan  türden şiddeti  artırmıştır  (Resmi Gazete, 2019).

·       Şiddetle ilgili gözaltına alınanların tutuksuz yargılanmaları,  hapis cezalarının ertelenmesi ya da paraya  dönüştürülmesi gibi kanunsal zayıflıklar şiddeti artırmıştır (Karaağaçlı, 2022-3).

·       Eğitim emekçilerinin  görev, iş,  ortam  ve yaşadığı coğrafyada  can güvenliği kaygıları  ve güvenlik duvarları zedelenmiştir (Karaağaçlı, 2022-1 ve  Karaağaçlı, 2022-2).

 

Türkiye ölçeğinde toplumsal yapıda yasal boşluktan fırsat  bulan her alan şiddete gebedir.  Şiddet, özel veya kamusal alanda yani evde, aile bireyleri arasında, sokakta,  mahallede, kentsel yaşamın her fizik-mekanında, iş yerinde, sporda, siyasada, ibadet yerlerinde eş deyişle şiddet bireysel ve toplumsal ölçeklerde kendini gösterir. Şiddet; bireyin acı çekmesiyle sonuçlanan veya sonuçlanması olası hareketlerdir.

 

“6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 5327 Sayılı TCK (Türk Ceza Kanunu’ndaki Kişilere karşı suçlar (Madde 102-105), İşkence ve eziyet (Madde 94/3)  ve  İnsanlığa karşı suçlar (Madde 77) ile ilgili maddelerin  şiddeti önlemedeki   yetersizlikleri giderilmelidir (Resmi Gazete, 2012).

 

4.Eğitime, Okullara  ve Eğitim Emekçilerine Karşı Şiddeti Tetikleyen  Etmenler

Okullarda  öğrencileri şiddete yöneltmede etkili olan  nedenler şunlardır:

·       Toplumsal  kültürel iklimin hoşgörüden  uzaklaşılmıştır (Durkheim, 1951),

·       İletişim çağında anti-sosyal ağların* şiddeti olağan göstermiştir.

·       Yönetsel otoritenin iç ve  dış politik  tercihleri Türkiye Demografisini değiştirmiştir.

·       Aile yapısının değişmiştir.

·       Toplumsal yabancılaşma artmıştır (Merton, 1973).

·       Toplumsal şiddet sinematografi halinde sunulmuştur (Karaağaçlı, 2021) ve

·       Siber yani sanal zorbalık artmıştır (Karaağaçlı, 2019-1, Karaağaçlı, 2022-1).

 

Eğitimde ve okullarda şiddetin yukarı satırlarda  ele alınan bu faktörlere  ek  olarak, sosyolojik  ve ekonomik olarak  şu etmeler  de şiddeti  doğurmaktadır:

·       Uygulanan neoliberal özneli tutucu ve kuşatmacı politikalarla toplumsal eşitsizlikler  her geçen gün derinleşmektedir.

·       İnsanların birbirine kötü davranması  olağan davranış kalıbı  haline gelmektedir.

·       Güncel  yaşam, eğitim, sağlık, siyasal, ve spor yaşamlarının diğer alanlardan  ayrı bir olguymuş gibi görülmektedir.

·       Artan hayat pahalılığı ve insanların alım gücünün azalması insanların normal davranmalarına engel  olmaktadır.

·       “Sorun  ben de ve  biz de değil’  ötekinde  o şehirde ya da bu şehirde” demekle  şehir kimliği öne çıkarılarak şiddet sorununun meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır ve

·       Suçun bireyselliğinin göz ardı edilmesi de şiddet olaylarını artırmaktadır (Karaağaçlı, 2022-3).

 

5. Eğitime, Okullara ve  Eğitim Emekçilerine Şiddet Uygulayanların Prototipleri

Gezegende   bir olgu, olay, durum ve zaman diğerine benzemez, yani  her  yaşanan eylem diğerinden farklı  bağlamlar içerir.  Bu nedenle şiddet olayları ve şiddeti uygulayanların kişilik özellikleri de farklılık  gösterir.

Bu bulgu dikkate alınmakla birlikte bu konuda “bir  fikir  geliştirmeye katkısı olur”  umuduyla aşağıda eğitimde ve okullarda şiddet uygulayanların kişilik özellikleri sıralanmaktadır:

·       Daha  önce şiddet deneyimi içeren bir geçmişe sahip olma.

·       Ruhsal ve fiziksel yönden tam bir iyilik halinde olamama.

·       Alkol ve madde bağımlılığı yaşama.

·       Depresif, manik ve şizofrenik hallerde olma.

·       Ateşli silahlara düşkün  olma.

·       Öfke  kontrolunu yapamama.

·       Asabi ve gergin olma.

·       Hak ve hukuk tanımama.

·       Kişisel çıkarı için her şeyi yapmayı  göze alma.

·       Kabadayı ve hanımağa tavırlarını benimseme.

·       Anlaşmazlıkların çözümünü güç odaklı görme (Karağaçlı, 219-2).

·       Yasaları ve kuralları hiçe sayma (Tezcan, 1996).

Bu ve benzer türden kişilik  özellikleri  şiddet olgusunu  artırmakta  eğitimin ve  okulların  iklimini  olumsuz  olarak etkilemektedir.

 

6.Sonuçlar

Eğitimde  ve  okullarda  yönetici, öğretmen ve yardımcı destek hizmetlerinde görevli eğitim emekçilerine  dönük şiddet eylemleri   eğitim  emekçilerinin can güvenliğini tehdit etmektedir.

Eğitimde  ve okullarda  ortaya çıkan  şiddet eylemlerinden dolsyı, eğitim-öğretim  süreçleri zarar görmektedir.

Türkiye ölçeğinde  yasal boşluklar  şiddet  uygulayanları caydırıcı  nitelikten uzak bulunmaktadır.

·           Şiddet olayları öğrencilerin kişilik gelişimlerine ket vurmaktadır.

·           Okul yaşamıyla ilgili öğretmen, öğrenci, yönetici, veli ve aile paydaşlarının güven duyguları zedelenmektedir.

·           İletişim süreçleri gerginleşmekte iletişim kazaları artmaktadır.

·           Stratejik ve fırsatçı iletişim  yeşermektedir.

·           Olumsuz mahalle yani sosyal  baskılar  artmaktadır.

·           Pozitif ayrımcılık yaygınlaşmaktadır.

·           Subjektif değerlendirmeler  artmaktadır.

·           Eğitim emekçilerinin kişilik hakları zarar görmektedir.

·           İnsan hakları ihlalleri artmaktadır.

·           Siber yani sanal zorbalıklar yaygınlaşmaktadır.

6.Öneriler

Bu çalışmada  varılan  sonuçlar ışığında aşağıdaki öneriler  geliştirilmiştir:

·       Şiddetin  önlenmesinde “eğitimin  işlevleri  yeterli, tutarlı, planlı  ve verimli olarak  uygulanmalıdır.

·           Bireysel ve toplumsal ölçeklerde Şiddeti tetikleyen yabancılaşma yani kuralsızlık (anomi) çok yönlü olarak  ele  alınmalıdır.

·           Türkiye ölçeğinde “şiddeti  önleme”  amaçlı kanunlar   Türkiye  Büyük Millet Meclisinden  ivedilikle ve öncelikli olarak çıkarılmalıdır. Bu konuda hazırlanacak kanunlar;  kapsamında “tutuksuz serbest yargılanmanın, hapis cezasının paraya  çevrilmesinin   ve iyi  halle  (!) kaldırılmasının”  önüne  geçilmelidir.

·           İç ve dış politik  tercihler parti, oy ve siyasi  rant uğruna değil;  bir ulusun  geleceği  düşünülerek yapılmalıdır.

·            Şiddet özneli özel düzenlemeli yasalarla fiziksel olarak darp etme, sözlü ve cinsel tacizde bulunma, küfür etme, hakaret ve tehditler yöneltme, baskıyla korkutma, Psikolojik gerginlik yaratma, ast-üst hiyerarşisinde mobbing uygulama, kesici, delici ve ateşli silahla ya da başka bir araçla zarar verme davranışlarına  izin verilmemeli, sonuçsal yaptırımları somutlaştırılmalı ve uygulanmalıdır.

·            Şiddetin önlenmesine katkı getiren kurum ve kuruluşlara yasal temelli özel düzenlemelerle teşvikler artırılmalı ilgili yapısal sınırlar içinde vergi  indirimleri ve muafiyetleri getirilmelidir.

·            Şiddetin önlenmesi için; 1739  sayılı  Milli Eğitim  Kanunu’nda  temel bir ilke olarak yer  alan “okul ve  aile işbirliği” anlayışında okul ile ailenin işbirliğini  artırıcı çalışmalar yapılmalıdır.

·            Eğitimin, okulların ve  eğitim emekçilerinin iş, görev ve profesyonel  ahlak  anlayışlarının sağlıklı, planlı, yeterli, verimli, planlı ve tutarlı gerçekleşebilmesi için  şiddete  sıfır  hoşgörüyle  yaklaşılmalıdır.

 

7.Vargı  ve  Yargı

Yaşamda,  eğitimde ve okullarda beliren şiddet olayları sadece şiddetin yaşanılan bağlamıyla sınırlı kalmayıp  topyekün okul iklimini  olumsuz  etkilediğinden şiddet olgusuna sıfır  hoşgörüyle  yaklaşılmalıdır. Eğitimde  ve okullarda yönetici, öğretmen ve yardımcı destek hizmetlerinde görevli personele dönük şiddet eylemlerinde bulunan kişilerin şiddetten  uzaklaştırılmaları  için   şiddetin  önlenmesinin temel  gerçeği;  bu  konudaki yasal boşlukların  giderilmesine bağlı olduğu  dikkate alınarak  gerekli kanunlar  çıkarılmalı  ve uygulanmalıdır.

 

Bu  konuda, eğitimin, okulların ve  eğitim emekçilerinin şiddet  olgusundan  ve  olaylarından korunaklı olması için ama-sız, lakin-siz ve fakat-sız siyasi, kanuni, adli ve hukuki uygulamalara  geçilmelidir.

 

Kaynaklar

Durkheim, E. (1951). The Division of Labor in Society. Çev: Spaulding-Simpson. Division of Labor. USA. New-York.

Karaağaçlı, M. (2019-1). Siber Zorbalık. Ortak Paydamız: Eğitim.  Programda Uzman Konuşmacı. Ankara: MEB. Yenilik  ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü. İçerik Dairesi Başkanlığı Portalı. www.mebeba. 26 Mart 2019.

 

Karaağaçlı,  M. (2019-2). Okullarda  ve Eğitimde Şiddetin Evrilmesi.  Şiddetin  Önlenmesi Çalıştayı. Ankara:  15-16 Kasım.2019. TC Cumhurbaşkanlığı THİEK. Türkiye  İnsan Hakları ve  Eşitlik Kurumu’nun (HİEK) 08.11.2019 tarih ve  E1724 Sayılı  yazısı.  Çaliştaya sözlü bildirili ve sunumlu    katılım. Ankara;  Green Park Konferans  Salonu. 16 Kasım 2019.

 

Karaağaçlı, M. (2021). Eğitimin Sosyolojisi. İkinci Yazım İkinci  Basım. 2021. Ankara: Kitapçı Basımevi Yayıncılık Dağıtım Tasarım San Tic. Ltd. Şti. Matbaa Sertfika No: 41356. ISBN No:978-605-62357-9-5. Bandrol Seri Aralıkları: THG-PRH 620851-620870.

Karaağaçlı,  M. (2022-1). Tekno Eğitim. Bizim Büro Basımevi Yayın ve Dağıtım Hizmetleri Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. Matbaa Sertifika No:42488. ISBN–978-60580173-4-4. Bandrol Seri No Aralıkları: THG-TSK 4111815-411884.

 

Karaağaçlı,  M. (2022-2). 24 Kasım Duygusalında Kronikleşen Öğretmen Sorunsalları. Ankara: Mektepli Gazete Bülten. 24 Kasım 2022. http://www.mektepligazete.com.

 

Karaağaçlı,  M. (2022-3).6222  Sayılı Yasa Gereği  Şiddet Her Yerde  Şiddettir! Niye Şehir  Kimliği Öne  Çıkarılıyor? Ankara: www.yurtspor.com. 29.11.2022.

 

Karaağaçlı,  M. (2023). Yaşama, Eğitbilime ve Okul İklimine Yabancılaştıran Şiddeti Giderme Yaklaşımları. Şiddet  Döngüsü  ve Çözüm Önerileri  Sempozyumu 22-23  Aralık  2023. Samsun: 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü’nün Düzenlediği Sempozyum’a Çağrılı konuşmacı olarak sözlü  bildiriyle  katılım. Sempozyum Özet  Kitapçığı. S.98.

 

MEB, (1973). Milli Eğitim Temel Kanunu. Ankara: MEB.  Kanun No:1739.

 

Merton, K. R. (1973).  Social Structure and Yabancılaşmae, Social Theory and Social Structure. The Sociology of Science Volume:3; Issue:5.

 

OECD (2022). Violence against women (indicator). doi: 10.1787/f1eb4876-en (Accessed on 07 October 2022).www.oecd.

 

Resmi Gazete.(2012). 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun. Sayı 28239 , Kanun  No: 6284. 20 Mart 2012.

 

Resmi Gazete, (2019). Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun İle Başarılı Sporculara Aylık Bağlanması İle Devlet Sporcusu Unvanı Verilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun. Ankara: 12  Temmuz 2019, Sayı:  30829.

 

Tezcan, M. (1996). Bir Şiddet Ortamı Olarak Okul. Cogito. 105-108.

_______

Erişim ve İletişim

Dr.  Öğr. Üyesi, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.

e-posta         : mkara@gazi.edu.tr  

ORCID          : https://orcid.org/0000-0003-3488-1021

Web         (1): w3.gazi.edu.tr/~mkara 

Web         (2): https://avesis.gazi.edu.tr/mkara

Web         (3): www.yurtspor.com

Web         (4): www.mektepligazete.tebeşir

Web         (5): www.mektepligazete.köşe yazıları

Facebook  (1): Kirizma
Facebook  (2): Mustafa Karaağaçlı
X                 : M_Karaagacli_
İnstagram    : mustafakaraagacli1