Eurasia Summit: Congress on Scientific Researches and Recent Trends 7, Baku, Azerbaycan, 6 - 09 Aralık 2020, cilt.2, ss.627-643
Sanayi devriminden sonra kültürel, sosyal ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle yoğun nüfus artışı ile birlikte
kentler de hızlı bir şekilde büyümeye başlamıştır. Artan nüfus yoğunluğu ve hızlı kentleşmenin sonucunda
ortaya çıkan ulaşım sorunlarına çözüm bulabilmek için de kent içindeki raylı ulaşım hizmetlerinin önemi
giderek artmıştır. Kentsel raylı sistemler yolcu taşıma kapasitelerine göre; tramvay, hafif raylı sistemler ve
metrolar şeklinde sınıflandırılmaktadır. Sürekli artan kent nüfusu ulaşımına çözüm olarak getirilen raylı sistem
önerilerinden biri olan metro sistemi ve istasyonları şehir içi ulaşımının bir parçası haline gelmiş, yolcuların
sisteme giriş çıkış noktalarını oluşturan metro istasyonları tasarımı da kent ve bina ölçeğinde önem
kazanmıştır.
Mimarlığın temel konusu olan mekan kavramı, insan algılaması ve mekanın sınırlanmasına bağlıdır. 21.
yüzyılda mimarlık mirasının geldiği son oldukça iddialı ve çeşitli örnekler barındırmaktadır. Bu iddia ve
çeşitlilik içinde; Ankara metro istasyonlarının özgünlüğü, özgünlük problemine bağlı olarak da her bir
istasyonun kullanıcı ve kentsel bağlamla kurabileceği / kuramayacağı olası etkileşim araştırılacaktır.
Kullanıcılar metro istasyonları ile ilk etkileşimlerini istasyon girişleri ile kurmaktadır. Bu sebeple çalışmada
örneklem grubunun oluşturulmasında girişleri yapısal olarak birbirinden farklı olan istasyonlar seçilmiştir.
Buna göre toplam üç istasyon; Dışkapı, Eryaman 1-2 ve Çayyolu seçilmiştir. Metro istasyonlarının birer
mimari mekan olarak da özgünlük değerlerinin arttırılmasında hangi kriterlerin göz önünde bulundurulması
gerektiğini saptamak ve istasyon yapılarının tasarım sürecine yeni kriterlerin eklenmesini sağlamak
amaçlanmıştır.
Tarihi ve 21. yy dünya örneklerinin incelendiği literatür araştırması sonucunda Ankara’dan seçilen örneklem
grubunu değerlendirmede kullanılabilecek çağdaş / güncel kriterler belirlenmiş, bu kriterler bağlamında
örneklem grubunda yer alan üç istasyon yapısının değerlendirmesi yapılmıştır. Değerlendirmede yerinde
fotoğraflama, mimari çizimlerin çözümlenmesi ve kontrol listesi teknikleri kullanılmıştır. Yapılan
değerlendirmeye göre; metro istasyon yapılarının mimari özgünlük değerlerinin dünya örnekleriyle
kıyaslandığında özgünlük değerlerinin düşük olduğu, bulundukları yer ile olan bağlamsal ilişkilerinin görece
zayıf olduğu, bunlara bağlı olarak da kullanıcı ile kurulması öngörülen etkileşimin de görece zayıf olduğu iddia
edilebilir.
Çalışma, gelecek metro istasyonu tasarımları ve mevcut istasyonların yenilenmesi çalışmalarında, mimari
tasarımın etkin ve baskın bir araç olarak kullanılmasını önermektedir.