1 nd International Symposium on Innovative Approaches in Scientific Studies, Antalya, Türkiye, 11 - 13 Nisan 2018, ss.465
Görelilik kavramı 20. Yüzyılda Einstein’in izafiyet teorisi ile ön plana çıkan bir kavram olmasına rağmen, temeli eski
çağlara kadar dayanır. Görelilik kavramı, insan bilgisinin kendisinde gerçekliği vermediğini, kendisindeki gerçekliği bilmenin
mümkün olmadığını, edindikleri bilgilerin bir açıdan ilişkilere bağlı olduğunu, bilginin doğru olma ölçüsünün toplumlar ve
kişiler bakımından değişken olduğunu ileri süren bir düşünce tutumudur. Einstein’in ortaya attığı teori ile üçüncü boyuta
dördüncü boyut eklenmiş ve o dönemdeki sanatçılar bu teoriden etkilenerek dördüncü boyutu çalışmalarına yansıtmaya
çalışmıştır. Bu çalışmanın amacı felsefede, bilimde ve sanatta ön plana çıkan görelilik kavramının mimarlık üzerindeki
yansımalarını incelemektir.
Zamanın değişmesi ve bilgiye ulaşmanın hızla artması ile görelilik kavramı da evrildi. Çağdaş dönemde kavramlar
farklılaşarak evrildi ve dönüştü. Bu çalışmanın amacı dönüşen kavramlar üzerinden görelilik ile bağlantılı kavramlar aracılığı
ile güncel mimarlık üzerindeki örneklere bakmaktır. Görelilikle ilgili olduğunu düşünülen fark-tekrar, kıvrım, köksap, çokluk,
rastlantısallık, paralaks ve açık kavramları üzerinde durulmuştur. Görelilik kavramı ile yakından ilişkisi olduğu düşünülen
Steven Holl’ün tasarımları üzerinde durulacaktır.
Steven Holl hem kuramsal anlamda ciddi çalışmalar yapan hem de kılgısal anlamda bunları yansıtan bir mimar olduğu için
özellikle üzerinde yoğunlaşılmıştır. Kuramsal anlamda sürekli olarak çalışmalar yapan Steven Holl, her geçen zamanda
değişen ve dönüşen kavramları tekrar tekrar ele alır ve tasarım sürecinin nasıl değiştiğini gösterir. Steven Holl tasarımlarının
fikir aşamasında bir konsept belirler ve onun üzerinden tasarım yapar. Dolayısıyla kuramsal anlamda yaptığı çalışmaları
tasarımlarına yansıtır. Tasarımlarında göreliliğe gönderme yapan çoklu okumalara, paralaks kaymalara rastlarız.
Although the concept of relativity is a concept emerging in the 20th century with Einstein's theory of relativity, the
foundation is based on ancient times. The concept of relativity is an attitude of thinking that human knowledge is not realistic
in itself, that it is impossible to know the reality in itself, that the information that they obtain depends on an association, that
the extent of knowledge is variable in terms of societies and persons. With Einstein's theory, the fourth dimension was added to
the third dimension, and artists at that time were influenced by this theory to try to reflect the fourth dimension into their work.
The aim of this work is to examine the reflections of the concept of relativity in architecture, which is in the philosophy,
science and art.
With the change of time and the rapid increase in the access to information, the notion of relativity has also evolved. Concepts
evolved and transformed in the contemporary era. The purpose of this study is to look at the examples on contemporary
architecture through concepts related to relativity through transforming concepts. The concept of difference-repetition, folding,
rhyme, multiplicity, coincidence, parallax, and openness, which are thought to be related to relativity, is emphasized. Steven
Holl's designs, which are thought to be closely related to the concept of relativity, will be emphasized.
Steven Holl is particularly focused on the fact that he works both theoretically and seriously, and is an architect who reflects
them in a practical sense. Steven Holl, constantly working in theoretical sense, constantly tackles changing and changing
concepts and shows how the design process changes. Steven Holl sets out a concept in the idea stage of his designs and designs
over it. Therefore, he reflects his works in his theoretical sense in his designs. We have multiple readings, parallax shifts,
which refer to relativity in their designs.