Güncel Retina Dergisi, vol.6, no.1, pp.39-45, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
Submacular hemorrhage (SMH) is relatively rare in retinal practice. However, it is an important complication of many
choroidal and retinal diseases, particularly neovascular age-related macular degeneration (AMD). When untreated the
visual prognosis is poor, especially in patients with AMD, and SMHs cannot be effectively treated with only anti-vascular
endothelial growth factor (anti-VEGF) injection. The current therapeutic approach is based upon the displacement of the
subretinal hemorrhage away from the central retina as soon as possible. The use of tissue plasminogen activator (tPA) has
been an important milestone in the treatment of SMHs. Current vitrectomy techniques for SMH management include
subretinal tPA injection and aspiration of the blood, and subretinal tPA and air/anti-VEGF injection with gas tamponade.
Submacular surgery, which involves removal of the SMH and choroidal neovascularization (CNV) through a retinotomy,
seems to be a technique reserved for selected cases where central retinal pigment epithelium appears to be undiseased/
uninvolved. Among the non-surgical treatment options, pneumatic displacement with intravitreal tPA and gas injection
may be preferred especially for small-medium sized and thin SMHs. However, the favored approach in real life conditions is
shaped by the physician’s experience and the available treatment options. Regardless of the preferred approach, the continuity
of the treatment of the underlying pathology is important. As the underlying pathology is usually a CNV, the continuation of
anti-VEGF treatment is important for maintaining the visual gain of the initial treatment and reducing the risk of recurrent
SMH. The break-through development rate of the drugs and the surgical techniques for the treatment of retinal diseases
promises in terms of new and more effective treatment approaches.
Submakuler kanama (SMK) retina pratiğinde çok sık görülmemekle beraber, başta neovasküler yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) olmak üzere birçok koroid ve retina hastalığının merkezi görmeyi tehdit eden önemli bir komplikasyonudur.
Tedavi edilmediğinde görsel prognoz, özellikle YBMD’li hastalarda, kötüdür ve yalnızca anti-vasküler endotelyal büyüme
faktörü (anti-VEGF) enjeksiyonu tedavi için yeterli değildir. Güncel tedavi yaklaşımı kanamayı santral retinanın altından
en kısa sürede uzaklaştırma üzerine kuruludur. Doku plasminojen aktivatörü (dPA) kullanımı SMK tedavisinde önemli bir
kilometre taşı olmuştur. SMK tedavisinde güncel vitrektomi yaklaşımı subretinal dPA enjeksiyonu ve kanın aspirasyonu
veya subretinal dPA ile hava/anti-VEGF enjeksiyonu ve gaz tamponat şeklinde olmaktadır. Submakuler cerrahi ile SMK ve
koroidal neovaskülarizasyonun (KNV) retinotomiyle çıkarılması santral retina pigment epitelinin sağlıklı olduğu seçilmiş
olgularda uygulanabilecek bir teknik olarak gözükmektedir. Cerrahi dışı tedaviler arasında ise intravitreal dPA ve gaz enjeksiyonu ile pnömatik deplasman, özellikle küçük-orta büyüklükteki ince SMK’ler için tercih edilebilecek bir yaklaşımdır.
Bununla birlikte, gerçek yaşam koşullarında hangi yaklaşımın tercih edileceği, cerrahın/hekimin teknik ile ilgili tecrübesine
ve elde olan tedavi imkanlarına göre şekillenmektedir. Hangi yaklaşım tercih edilirse edilsin, SMK’ye yol açan altta yatan
patolojiye yönelik tedavinin devamlılığı önem taşımaktadır. Genellikle altta yatan patoloji KNV olduğu için anti-VEGF tedavinin devamı, ilk tedavi ile kazanılan başarılı sonucun korunması ve nüks SMK riskinin azaltılması açısından önemlidir.
Retina hastalıkları tedavisinde kullanılan ilaçlar ile cerrahi tekniklerin çığır açıcı gelişim hızı, yeni ve daha etkin tedavi yaklaşmaları açısından ümit vermektedir.