Modern Türklük Araştırmaları Dergisi / Journal of Modern Turkish Studies, cilt.14, sa.3, ss.24-43, 2018 (Hakemli Dergi)
Azerbaycanlı yazar Kamal Abdulla’nın simgesel bir anlatıma sahip “Adaşlar” isimli hikâyesi, gölge arketipinin bireyleşme sürecindeki rolünü ve hayatın travmatik süreçleri içerisinde yaralanmış bilincin kendini onarma çabalarını anlatan, aynı zamanda da postmodern özellikler gösteren bir anlatıdır. Carl Gustav Jung’un psikoloji literatürüne kazandırdığı “arketip” kavramı, mitik anlatılar ve edebi eserler ile evrensel insan psikesi arasındaki karşılıklı ilişkinin boyutlarının anlaşılması noktasında da yeni yaklaşımların doğmasını sağlamaktadır. Mitik ve modern anlatılar, ağırlıklı olarak dış dünyada yaşanan olayları betimliyor gibi görünseler de arketipsel sembolizm çerçevesinde incelendiklerinde bu anlatıların daha çok insanın kendi içinde yaşadığı trajik mücadelelerin metaforik bir ifadesi olduğu anlaşılmaktadır. Kamal Abdulla’nın “Adaşlar” isimli hikâyesi de aslında bilinç ve bilinçdışı seviyelerde farklı görünümleri olan psikenin kendini onarma ve eksiklerini tamamlama serüvenini ele alan bir anlatıdır. Hikâyeye Jung ve takipçileri tarafından geliştirilen arketipsel tahlil yöntemiyle yaklaşıldığında olay örgüsünün merkezinde gölgenin bireyi dönüştürme sürecinin yer aldığı görülür. Hikâyede iki ayrı karakter olarak karşımıza çıkan ve müştereken Kamal ismini taşıyan anlatı kişileri, arketipsel sembolizm bağlamında bilinç ve bilinçdışından oluşan tüm benliğin karmaşık yapısının somutlaşmış temsilcileridir. “Adaşlar” hikâyesi, insanın bilinç ve bilinçdışı seviyelerde yaşadığı iç çatışmaları kurmacanın simgesel anlatımıyla okuyucuya ulaştırmakta ve okuyucuyu kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkmaya davet etmektedir. Bu makalenin amacı “Adaşlar” hikâyesinin simgesel anlatımının çözümlenmesi yoluyla arketipsel sembolizme dayalı metin tahlili literatürüne bir katkı sağlamaktır.
The Azerbaijani writer Kamal Abdulla's "Adaslar" story, which has a symbolic expression, is a narrative that narrates the role of the shadow archetype in the process of individuation and self-restoration efforts of injured consciousness in the traumatic processes of life, which also shows postmodern features. The concept of "archetype" that Carl Gustav Jung brought in psychology literature, provides emergence of the new approaches in understanding the point of understanding the dimensions of mutual relationship between universal human psyche with mythical narrates and literary works. Although mythic and modern narratives mostly seem to describe the events which is lived in the external world, when they are examined in archetypal symbolism frame, it is understood that these narratives are rather metaphorical expression of the tragic struggles that most people face. Kamal Abdulla's "Adaslar" story is a narrative that discusses the self-repairing and completing the missings adventure of the psyche, which actually has different appearances in consciousness and unconsciousness levels. When the story is approached with the archetypal analysis method developed by Jung and his followers, it is seen that the transformation process of the individual by the shadow takes place at the center of the event. The persons who appear in the story as two distinct character and share the name of Kamal jointly are the embodied representations of the complex structure of all self composed of consciousness and unconsciousness in the context of archetypal symbolism. The story of "Adaslar" conveys the internal conflicts that humans have experienced in consciousness and unconscious levels to the reader through the symbolic narrative of the fiction, and invites the reader to take a journey in his own inner world. The aim of this paper is to contribute to the text analysis literature based on archetypal symbolism through the analysis of the symbolic narrative of "Adaslar" story.