Diğer, ss.64-77, 2022
Kaya oyma mekanlar; tarihsel süreçte doğal olaylarla kendiliğinden
ya da insan eliyle (antropik) ya da
kısmen insan eli ile (antropize) meydana gelmiştir. Kaya oyma mağaraları veya mekânları,
uluslararası ölçekte çevresel, sosyal, kültürel ve siyasal etkenler
çerçevesinde çeşitlenmiş olup, ait oldukları toplumun mimari ve mühendislik
bilgilerini, sosyal ve kültürel yaşamlarına dair insanlık tarihinin önemli
belgeleri olması açısından önemlidir. Muğla’da dağ yamacı oyularak yapılan
Kaunos Kaya Mezarları, Gaziantep’te kaya oyma yer altı su yapıları (yerel dilde
kastel ve livaslar), Ürdün’de Petra Antik Kenti kanalları, tünelleri, tapınak
ve mezarları, İran’da Tahran’da bulunan Sâmen Yer Altı Kenti kaya oyma odaları,
tünelleri ve koridorları bu çeşitlenmenin örnekleri olarak gösterilebilir. Üstün
evrensel değerlere sahip bu yeraltı mekânları, kültürel ve doğal miras
değerlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için UNESCO Dünya Miras Komitesi
(DMK) tarafından koruma altına alınmaktadır.
Bu çalışmada, DMK tarafından 1985 yılında Dünya Miras
Listesine alınan Kapadokya Bölgesinde Derinkuyu’daki kaya oyma yer altı
yerleşiminde, iklim, jeolojik ve morfolojik yapının yer altında yerleşme
olanakları ve yere özgü yapısal mekânsal ve işlevsel özellikleri incelenecektir.
Böylece, bu bölgede 18. yüzyıl sonrasında yeraltından yer yüzeyine çıktığı
tahmin edilen yerleşme kültürüyle günümüz yerüstü yerleşimi ile kurulan
morfolojik ilişki, mekânsal analiz ve mekânsal dizilim yöntemleriyle
karşılaştırmalı değerlendirilecektir. Sonuçta; Derinkuyu örneği üzerinden yüzyıllar öncesine
ait kaya oyma yerleşim ve yapı geleneğinin, aynı bölgede farklı kültür
katmanlarına sahip eklektik yerüstü yerleşiminin morfolojisini nasıl etkilediği
ya da morfolojik süreklilik ortaya çıkarılmaya çalışılacaktır.
Rock-Carved caves or inhabiting field have diversified
internationally within the framework of environmental, social, cultural and
political factors while also being important documents of the historical
background of humanity considering the architectural and engineering knowledge
and traces of social and cultural life of the society which they belong to. Kaunos
Rock-cut Tombs in Muğla, carved the surface of the mountain slope and
rock-carved underground water stcructures (in local language kastel and livas)
in Gaziantep, as well as the canals,
tunnels, temples, graves of Petra Antique City in Ürdün, and the rock-carved
rooms, tunnels and corridors of Samen Underground City in Tahran, can be considered as examples of these
diversifications. These underground spaces
with outstanding universal values are protected by the UNESCO, World Heritage
Committee (WHC) to ensure the sustainability of their cultural and natural
heritage values.
In this study, the the rock-carved underground
settlement which had been included in the World Heritage List by WHC in
1985 in Derinkuyu in the Cappadocia
Region possibilities of the climatic, geological
and morphological structure for the human settlement and the structural,
spatial and functional characteristics will be examined. Thus, the
morphological relationship between the underground settlement culture which is
thought to have emerged from the underground to the surface after the 18th
century and today's aboveground settlement in this region will be evaluated in
comparison with spatial analysis and space syntax methods. As a result; through Derinkuyu example, it
will be tried to reveal how the rock-carved settlement and building tradition
of centuries ago affected the morphology of the eclectic aboveground settlement
with different cultural layers in the same region or morphological
continuity.