2. ASİSTANLIKTAN UZMANLIĞA DERMATOLOJİ VE KOZMETOLOJİ KONGRESİ, Konya, Türkiye, 4 - 08 Eylül 2024, ss.116-118, (Tam Metin Bildiri)
Kaposi sarkomu, sıklıkla human herpes virüsü 8 (HHV8) enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen bir
vasküler tümördür. İatrojenik Kaposi sarkomu ilaçlar ve transplantasyon sonrası immünsüpresyon ile
ilişkili olarak ortaya çıkan Kaposi sarkomu tipidir. Bu olgu sunumunda kolorektal kanser tedavisi için
FOLFOX alan hastada palmoplantar bölgede gelişen gelişen Kaposi sarkomu yer almaktadır. 63 yaşında
erkek hasta tarafımıza 3 aydır mevcut olan bilateral plantar bölgede başlayan daha sonra palmar bölgede
de gözlenen mor papül ve plaklar ile başvurdu. Hastanın özgeçmişinde 1 senedir olan karaciğer metastazı
gözlenen rektum kanseri mevcuttu. Rektum kanseri nedeniyle 6 aydır FOLFOX tedavisini 14 günde bir
olacak şekilde aldığı öğrenildi. Ayrıca son 1 aydır abdominal bölgeye radyoterapi tedavisi alıyordu.
Hastanın mevcut klinik bulgularıyla ön planda kemoterapi ilişkili palmoplantar dizestezi düşünüldü ve
topikal kortikosteroid tedavi başlandı. 1 ay sonraki kontrolünde hastanın lezyonlarında ilerleme mevcuttu.
Hastanın palmar ve plantar bölgelerindeki lezyonlardan Kaposi sarkomui ilaç erüpsiyonu ve vaskülit ön
tanılarıyla punch biyopsi alındı. Dokunun histopatolojik incelemesinde hiperkeratoz, dermiste iğsi
hücrelerden oluşan neoplastik süreç ve mitotik figürler gözlendi .İmmünhistokimyasal çalışmalarda HHV-
8 ile nükleer pozitif boyanma izlendi ve Kaposi sarkomu olarak değerlendirildi. Hasta tedavi düzenlenmesi
açısından medikal onkolojiye konsülte edildi. Kolorektal kanseri en yaygın üçüncü kanserdir ve kansere
bağlı ölümlerin dördüncü en yaygın nedenidir. Hastaların klinik durumuna ve tümörün özelliklerine göre
cerrahi tedavi ya da kemoterapi tedavisi uygulanabilir. Hastalarda kombine kemoterapi tedavisi
uygulanabilir. Bu kombine tedavilerden biri olan FOLFOX rejimidir. FOLFOX tedavi rejimi ile
ilişkilendirilen bir Kaposi sarkomu vakası literatür verilerinde yoktur.Bu vakada hasta 6 aydır FOLFOX
tedavisi almaktaydı ve tedaviye başlandıktan birkaç ay sonra lezyonları görülmeye başlamıştı. Bu nedenle
hastayı iatrojenik Kaposi sarkomu olarak değerlendirdik. Bu olguda lezyonlar iatrojenik Kaposi sarkomu
için tipik olmayan bir bölge olan palmar ve plantar bölgede yerleşim göstermekteydi. Mukozal tutulum
eşlik etmiyordu. Hastanın lezyonları literatürle uyumlu şeklide mor renkli maküller şeklinde başlayıp
zamanla plaklara dönüşüm göstermişti. Hem tutulum bölgesi hem de maküler başlangıcı hastanın
palmoplantar dizestezi olarak yanlış tanı almasına sebep olmuştu. İatrojenik Kaposi sarkomu için herhangi
bir tedavi kılavuzu bulunmamaktadır. İmmünsupresif tedavinin kesilmesi veya ajan değişikliği ile spontan
remisyon gözlenebilir. Bu olguda da immunsüprese tedavinin düzenlenmesi açısından hasta medikal
onkolojiye konsülte edildi. Bu olgu sunumunda FOLFOX tedavi rejimine ikincil olarak ve palmaplantar
bölgede Kaposi sarkomu oluşabileceğine dair farkındalık yaratmak istedik. Ayrıca bu olgu sunumu
kemoterapiye bağlı palmoplantar disestezi gelişen olgularda Kaposi sarkomunun da ayırıcı tanı da yer
alabileceğini göstermektedir.