Akademik Veri Yönetim Sistemi
Tarih Eğitiminde Bir Ekol: Prof. Dr. Mustafa Safran'a Armağan , Prof. Dr. Necdet Hayta,Prof. Dr. Bahri Ata,Prof. Dr. Hüseyin Köksal,Doç. Dr. Tuba Belenli,Arş. Gör. Selen Yakar, Editör, Berikan Elektronik Basım Yayın, Ankara, ss.673-690, 2023
Türklerle Moğollar uzun zaman birlikte yaşamış iki ayrı topluluktur. Uzun süren birlikte yaşam, iki millet için ortak bir tarihsel süreç oluşturmuştur. Bu birliktelik Türkistan sahasında başlamış, İran ve Anadolu coğrafyasına kadar uzanmıştır. Türk tarihini incelerken, Moğollarla birliktelik unutulmamalıdır. Türklerin etkin olduğu tarihsel olaylarda Moğolların tabi toplum olarak Türk tarihinin içinde olduğunu, aynı şekilde Moğolların etkin olduğu tarihsel olaylarda da Türklerin tabi toplum olarak Moğol tarihinin seyrinde etkin olduğunu vurgulayarak bütüncül bir tarih perspektifi oluşturulmalıdır. Bu çalışmada örnek olaylardan hareketle tarihsel senkronizasyonun önemi üzerinde durulacaktır.
Turks and Mongols are two separate communities that have lived together for a long time. Long-term coexistence has created a common historical process for the two nations. This unity started in Turkestan and extended to Iran and Anatolia. While examining Turkish history, the association with the Mongols should not be forgotten. A holistic historical perspective should be created by emphasizing that the Mongols were in Turkish history as a subordinate society in historical events in which the Turks were active, and that in the same way, in the historical events in which the Mongols were active, the Turks were active in the course of Mongol history as a subordinate society. In this study, the importance of historical synchronization will be emphasized based on case studies.