ISUEP2018 Uluslararası Kentleşme ve Çevre Sorunları Sempozyumu: Değişim/Dönüşüm/Özgünlük, Eskişehir, Turkey, 28 - 30 June 2018, vol.2, no.2, pp.358-367
In a period when the transnational
equilibrium process was based on fossil-based energy sources, it became
unavoidable for all countries in the world to review their existing energy
programs and take the necessary precautions quickly, with 1973 world oil crisis
arose. In this platform where new solutions were sought, the methods applied by
various scientists and researchers, aiming to reduce existing energy
consumption, and their investigations within the scope of assessment and
dissemination of renewable energy sources in nature have begun to be important.
The Energy Efficient Design approaches emerging as a reflection of these
developments on architectural discipline stand out as a design concept
discussed and developed in terms of what the building sector which has a
significant share in total energy consumption will make a contribution to
energy efficiency.
The structuring works aiming to
reduce energy consumption using less resource, started as of mid 20th
century, have been more accelerated in
the 21st century. The primary thing we confront within the scope of the
measures taken at the building scale, and of the conducted works is building
envelope which serves as a dynamic filter between interior and the exterior
space.
Building shells with fixed properties
in conventional architecture have gained the covering feature outside the
building skeletons, with the emergence of new building materials from the
industrial revolution of the 19th century. The building envelope, which is
covered with the coating, has become an intelligent shell that responds to
environmental conditions by replacing the unchanging mission of the conventional
architecture with the innovative systems provided by innovative systems and
technological developments. The innovative materials was the greatest supporter
of this advanced facade systems.
Innovative materials updated with automation support due
to the need for energy source and raw material, emerging as a product of
research for nature renewal, make building envelope "dynamic" with
"intelligent" features. Designed as a dynamic and intelligent
building envelope, this envelope system is a point of view for office buildings
that consume high energy in energy-saving and shell designs. In this work based
on this basic knowledge, different facade alternatives of office buildings
built with dynamic and intelligent facade designs will be examined in the
examples analyzed under the energy-efficient design concept. With the key idea
created by the definition of "architecture responding to changing environmental
conditions"; the local climate of the office buildings examined will be
determined, and considered as a comparison criterion, together with the other
parameters analyzed, the role and the potential of the material used in
building shells in the buildings that form the city of the future will be
evaluated.
Ülkeler arası denge sürecinin
fosil kökenli enerji kaynaklarına dayalı olduğu bir dönemde, 1973 dünya petrol
krizinin baş göstermesi ile tüm dünya ülkelerinin mevcut enerji programlarını
yeniden gözden geçirmeleri ve gerekli önlemlerin hızlı bir şekilde alınması
kaçınılmaz olmuştur. Yeni çözüm yollarının arandığı bu ortamda, çeşitli bilim
adamları ve araştırmacıların mevcut enerji tüketimini azaltmayı amaçlayan
yöntemler ve çevreyi kirletmeyen, doğada varolan yenilenebilir enerji
kaynaklarının değerlendirilmesi ve kullanımının yaygınlaştırılması noktasında
yaptıkları araştırmalar önem kazanmaya başlamıştır. Bu gelişmelerin mimarlık
disiplinine yansıması olarak ortaya çıkan “Enerji Etkin Tasarım” yaklaşımları, toplam
enerji tüketiminde önemli bir paya sahip olan yapı sektörünün enerji
verimliliğine katkı sağlaması açısından, tartışılan ve geliştirilen bir tasarım
anlayışı olarak öne çıkmaktadır.
20.yüzyılın ortalarından itibaren
başlayan daha az kaynak harcayarak enerji tüketimini azaltmayı hedefleyen
yapılaşma çalışmaları, 21.yüzyılda daha da hızlanmıştır. Bu hızlı değişim bina
ölçeğinde değerlendirildiğinde, öncelikli alınması gereken önlemler ve
yapılması gereken çalışmaların iç mekan ile dış mekan arasında dinamik bir
filtre görevini üstlenen yapı kabuğu üzerine olması gerektiği görülmüştür.
Geleneksel mimaride sabit özellikler
taşıyan nitelik açısından değişmez yapı kabukları, 19 yüzyıl sanayi devriminden
itibaren yeni yapı malzemelerinin gelişiyle çağdaş iskelet strüktürlerin
gelişimi, yapı kabuklarının taşıyıcı olma özelliklerinin dışına çıkarak örtücü
özellik kazanmasına neden olmuştur. Örtü özelliği kazanan yapı kabuğu,
teknolojik gelişmelerin öncülüğünde kazandırılan yenilikçi malzemeler ve gelişen
sistemler ile geleneksel mimarinin değişmez misyonunun dışına çıkarak, çevresel
koşullara yanıt veren akıllı kabuk halini almıştır. Yapı kabuğunun bu gelişme
sürecinin en büyük destekçisi de yenilikçi malzemeler olmuştur.
Doğanın kendini yenileme yönündeki
araştırmaların bir ürünü olarak ortaya çıkan, enerji kaynağına ve hammaddeye
duyulan ihtiyaç sonucu bünyesinde otomasyon desteğini barındırarak güncellenen
yenilikçi malzemeler, yapı kabuğuna “akıllı” özellikler kazandırmakla beraber
yapı kabuğunu “dinamik” de kılmaktadır. Dinamik ve akıllı yapı kabuğu olarak
tanımlanan bu örtü sisteminin fiziksel koşulları kendi yararına dönüştürme
özelliği ile enerji verimliliği sağlaması, enerji tüketim profilleri yüksek ofis
binalarının kabuk tasarımlarında ele aldığı bir bakış açısı olmuştur. Bu öz
bilgiler çerçevesinde hazırlanan bu çalışmada, dinamik ve akıllı cephe
tasarımlarıyla vücut bulmuş ofis binalarının farklı cephe alternatifleri enerji
etki tasarım anlayışı kapsamında değerlendirilerek incelenen örnekler üzerinde
analiz edilecektir. “Çevresel koşullara yanıt veren mimari” tanımlamasının
yarattığı anahtar düşünceyle incelenen ofis binalarının, uygulandığı bölge
iklimi tespit edilip analiz edilen diğer parametrelerle birlikte bir
karşılaştırma kriteri olarak alınacak ve geleceğin kentlerini oluşturan
binalarda yapı kabuğunda kullanılan malzemenin rolü ve potansiyeli
değerlendirilecektir.