ONLINE JOURNAL OF ART AND DESIGN, vol.11, no.5, pp.301-315, 2023 (Peer-Reviewed Journal)
Çalışmada yüksek yapıların tarihi kent merkezleri ile ilişkisi incelenmektedir. 21. Yy.’dan itibaren yüksek yapılar dünyanın her yerinde hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Giderek bu yapıların kent merkezlerinde daha görünür bir hal almaya başladıkları düşünüldüğünde, yüksek yapıların tarihi yapılarla uyumlu bir şekilde gelişimi kentlerin özgünlüğünün ve karakterinin korunması açısından önemlidir. Çalışmada literatürdeki verilerden faydalanılarak yüksek yapıların tarihi kentsel merkezlere etkileri araştırılmıştır. Dört (4) farklı örneklem kent üzerinden analizler yapılmıştır; İstanbul, Londra, Moskova ve Ankara. Haritalar üzerinde her bir kentteki tarihi merkezlerin sınırları belirlenmiş ve kentlerdeki yüksek yapıların (+150 metre) bu merkezlerle ilişkisi, yüksek yapıların tarihsel gelişimi ve kentsel yapı politikaları üzerinden sorgulanmıştır. Çalışma bulgularına göre; Londra hariç diğer kentlerin yüksek yapılaşma açısından stratejik tedbirleri ve planlama politikalarının olmadığı saptanmıştır. Ayrıca, İstanbul ve Ankara’daki yüksek yapı planlaması ile Moskova ve Londra’daki yapı planlaması farklı nitelikler göstermektedir. Ülkemiz kentlerinde yüksek yapılar dağınık ve spontane bir şekilde gelişim gösterirken, Moskova ve Londra örneklerinde yapılar bir arada kümelenme eğilimindedir. Bu yapılaşma yöntemi kontrollü ve planlı bir şekilde uygulandığında, çevre ile uyumlu bir şekilde yapılaşmayı, tanımlı ve kontrollü alanların gelişimini sağlar. Sonuç olarak; ülkemiz kentlerinde yüksek yapılaşma için hem planlama politikalarının geliştirilmesi önemli ve gereklidir hem de Avrupa’daki örneklerde olduğu gibi yapılaşmalar tanımlı ve stratejik bölgelerde kümelenmelidirler.