ONLINE JOURNAL OF ART AND DESIGN, cilt.12, sa.1, ss.88-103, 2024 (Hakemli Dergi)
Mimarlık, insan hayatını doğrudan etkileyen, yapılı çevreyi şekillendiren ve yaşam alanlarını organize eden bir meslektir. Ancak mekânsal bağlamda var olabilen kentsel ve gündelik hayata dair her türlü pratik ve eylem, mimarlık disiplininin çizdiği çerçevede gerçekleşebilmektedir. Kent ve insan hayatı üzerinde bu denli etkisi olan bir mesleğin eğitim boyutu da büyük önem taşımaktadır. Vitruvius’dan beri koşullarında (sağlamlık, estetik, işlevsellik) çok büyük değişikliklerin görülmediği mimarlık alanında özellikle yapıların güvenliği ve sağlamlığı konusu Türkiye’de son dönemde yaşanan deprem felaketleriyle birlikte tekrar tartışılma konusu haline gelmiştir. 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası yapı stoğundaki meydana ciddi hasarlar ve kayıplar, Türkiye’nin deprem mimarlığı konusunda çok ciddi adımlar atması gerekliliğini gözler önüne sermiştir. Mimari tasarım hataları, deprem sonrası hasarlı yapılar incelendiğinde, yaşanan can ve mal kayıplarının öncelikli sebepleri arasında görülmektedir. Bu bağlamda yapılan araştırma, depreme dayanıklı mimari tasarım eğitiminin Türkiye’deki mimarlık okullarında ne boyutta yer aldığını inceler. Bununla birlikte literatürde mimarlık eğitiminde bu konunun nasıl ve ne yoğunlukta yer alması gerektiğini irdeleyerek deprem konusunda benzer dezavantajlı ülkelerle bir kıyaslama yapar. Sonuç olarak Türkiye’deki bu konuda öne çıkan olumsuzlukları vurgulayarak depreme dayanıklı mimari tasarım eğitimi konusunda mimarlık eğitiminde yapılması gereken düzenlemelere ve iyileştirmelere dair önerilerde bulunur.