Total Larenjektomi Sonrası Farengokutanöz Fistülü Önlemek Amacıyla Servikal Fasiyanın Kullanılması


Creative Commons License

Zorlu M. E., Kertmen C., Aysel A., Yılmaz F., Dalgıç A., Müderris T.

9. Multidisipliner Baş Boyun Kanserleri Kongresi, Antalya, Türkiye, 22 - 25 Şubat 2024, ss.4, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.4
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç :Larenjektomi sonrası en sık karşılaşılan ve morbidite oluşturan komplikasyonlardan biri farengokutanöz fistül meydana gelmesidir. Çalışmamızın amacı total larenjektomi sonrası rekonstruksiyonda servikal fasya kullanılan hastalar ile kullanılmayan hastaların fistül oranlarını karşılaştırmak ve fistül oranlarını etkileyen faktörleri incelemektir.

Gereç-Yöntem: Çalışmamıza Şubat 2021 - Mart 2023 arasında opere edilen ve servikal fasiya flebini kullandığımız yaklaşık 22 hasta ile Ocak 2018- Mart 2023 arasında opere ettiğimiz ve fasiya flebi kullanmadığımız 21 hasta dahil edilerek retrospektif olarak karşılaştırıldı. Çalışmamız Helsinki kriterlerine uyularak ve Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi’nin 2023/54 nolu kararıyla yapıldı. Çalışmaya evre 3 ve evre 4 yassı hücreli larenks kanseri nedeniyle total larenjektomi uygulanan hastalar dahil edildi. Çalışmaya klinik olarak strep kas invazyonu olan hastalar dahil edilmedi. Kontrol grubunu fasiya kullanılmayan hastalar oluştururken rutin rekonstrüksiyon dışında poliglikolik asit keçesi gibi farklı materyaller kullanılan hastalar dahil edilmedi.Çalışma grubunda fasiya, hyoid kemik ortaya konacak şekilde submental bölgeye dek eleve edildi. Submukozal sütürler sonrası ve korunduysa inferior kontrüktor kaslar karşılıklı sütüre edildikten sonra fasiya sütür hattının üzerine gelecek şekilde yatırılarak tabandaki dokulara sütüre edildi. Tüm hastalar oral alıma 10. gün sonrasında yarı katı gıdalarla başladı.

Bulgular: Çalışmaya 22 flap kullanılan hasta (51.2 %) çalışma grubunda, 21 flap kullanılmayan hasta (48.8%) kontrol grubunda olmak üzere toplam 43 hasta dahil edildi. İki grup arasında yaş ve cinsiyet arasında farklılık izlenmedi (p:0.471, p:0.176 sırasıyla). Flep kullanılan ve kullanılmayan hastalarının cinsiyet, alkol kullanımı, KOAH, DM, KAH ve multiple komorbidite dağılımlarının benzer olduğu görüldü (p>0,05). Fasiya flebi kullanılan hastalardan 1 hastada (4.5%) postop fistül izlenirken, flep kullanılmayan grupta 7 hastada (33.3%) postop fistül görülmüştür. Postoperatif fistül oranının fasiya flebi kullanılan grupta istatiksel olarak anlamlı olarak daha düşük olduğu izlendi (p:0.021). Flep kullanımı ile risk faktörleri arasındaki ilişki korelasyon analizi ile karşılaştırıldığında flep kullanımı ile postop fistül varlığı arasında orta düzeyde negatif bir ilişki bulundu (p:0.015, r:-0.370).

Sonuç: Çalışmamızda tüm hastalarda fistül oranının %18.6 olduğu tespit edildi ve literatürle uyumlu olduğu izlendi. Servikal fasiya flebi kullanılan hastalarda ise %4.5 ile fistül oranının istatiksel olarak anlamlı şekilde daha düşük olduğu görüldü. Servikal fasiya total larenjektomi sonrası fistül oranlarını düşürmekte etkili olup, alternatif tekniklere göre teknik olarak daha basit olması ve ucuz olması başlıca avantajlarıdır.

Anahtar Kelimeler: farengokutanöz fistül, servikal fasiya, total larenjektomi