Humerus Kırığı Sonrası Gelişen Radial Sinir Felcinde Üçlü Tendon Transferi Sonuçları: Bir Olgu Sunumu


Creative Commons License

Güngör S., Kafa B.

19. Uluslararası Katılımlı Fizyoterapide Gelişmeler Kongresi, Ankara, Türkiye, 9 - 11 Nisan 2025, cilt.3, sa.2, ss.137-138, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 3
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.137-138
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç:
Radial sinir felci, özellikle humerus cisim kırıkları sonrası ortaya çıkabilen yaygın bir komplikasyon olup, el ve üst ekstremite fonksiyonlarını ciddi şekilde etkileyebilir. Kronik sinir yaralanmalarında, spontan iyileşme olmadığı durumlarda tendon transferleri el fonksiyonlarının geri kazanılmasında etkili bir rekonstrüksiyon seçeneği sunar. Bu çalışmanın amacı, humerus kırığı sonrası gelişen kronik radial sinir felci nedeniyle uygulanan üçlü tendon transferinin fonksiyonel sonuçlarını değerlendirmektir.

Olgu Sunumu:
61 yaşında kadın hasta, Kasım 2022’de ayakta düşme sonrası sağ humerus cisim kırığı geçirdi. Dış merkezde intramedüller çivi (IMN) ile cerrahi tedavi uygulandı. Postoperatif süreçte hastanın el bileği ve parmak ekstansiyon kaybı devam etti ancak sinir iyileşmesi yönünden takip edilmedi. Hasta, 6 Şubat 2024’te kliniğimize başvurduğunda belirgin radial sinir fonksiyon kaybı tespit edildi. 1 Mart 2024’te yapılan elektromiyografi (EMG), radial sinirin triseps kasından itibaren tam denervasyon gösterdiğini ortaya koydu. Ardından hastaya IMN çıkarılıp çift plak ile revizyon cerrahisi yapıldı ve fraktür konsolidasyonu sağlandı. Devam eden radial sinir disfonksiyonu nedeniyle hastaya, 20 Eylül 2024’te üçlü tendon transferi uygulandı. Fleksor carpi radialis (FCR), ekstansor digitorum communis (EDC)’e; palmaris longus (PL), ekstansor pollicis longus (EPL)’a ve pronator teres (PT), ekstansor carpi radialis brevis (ECRB)’e transfer edildi.

Hasta, cerrahi sonrası akut dönemde erken el rehabilitasyon programına dahil edildi. İlk 4 hafta boyunca el bileği ve parmakları destekleyen volar bloklu statik splint kullanıldı. Haftada iki gün düzenli fizik tedavi uygulanarak tendon kayıplarını en aza indirmek ve kas aktivasyonunu artırmak amaçlandı. Tedavi sürecinde, aktif ve pasif hareket egzersizleri, kas kuvvetlendirme çalışmaları ve fonksiyonel el kullanımı destekleyen aktiviteler ile multidisipliner bir rehabilitasyon yaklaşımı benimsendi.

Bulgular:
Ameliyat sonrası 5. haftada hastanın el bileğinde 45° aktif ekstansiyon elde edildi. Başparmak ekstansiyonu tamdı ve oppozisyon Kapandji skoruna göre 5 puan olarak değerlendirildi. Parmaklarda interfalangeal eklemlerde tam ekstansiyon ve tatmin edici fleksiyon sağlandı. Hasta günlük yaşam aktivitelerinde bağımsız hale gelirken, rehabilitasyon sürecine düzenli devam etmesi sayesinde fonksiyonel kazanımları daha da arttı.

Sonuç:
Üçlü tendon transferi, kronik radial sinir felci gelişen bu olguda, el bileği ve parmak ekstansiyonunun etkin bir şekilde geri kazanılmasını sağlamıştır. Cerrahi sonrası erken başlanan ve düzenli uygulanan rehabilitasyon programı, optimal hareket paternlerinin geliştirilmesini ve fonksiyonel bağımsızlığın kazanılmasını desteklemiştir. Bu durum, tendon transferlerinin sadece cerrahi başarısının değil, aynı zamanda rehabilitasyonun da kritik bir rol oynadığını göstermektedir.