60. Ulusal Nöroloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 27 Kasım - 02 Aralık 2024, ss.71, (Özet Bildiri)
Amaç:
Patent foramen ovale (PFO), özellikle genç yaş grubunda, kriptojenik inmelerin ayırıcı tanısında önem taşır. Beyaz
küre alt grupları, serum inflamasyon indeksleri ve akut faz reaktanlarının tüm vasküler olaylarda olduğu gibi
iskemik inmelerde de yükseldiği, çok sayıda kohortta gösterilmiş, tromboza yatkınlıkla ve prognozla ilişkisi
çalışılmıştır. Demir metabolizmasının PFOsu olup, inme veya geçici iskemik atak yaşamış (GIA) hastalar ile
asemptomatik PFOlu hastalar arasında bir ilişkinin olup olmadığını değerlendirmeyi hedefledik.
Gereç ve Yöntem:
Bu retrospektif çalışmaya 65 yaşın altında PFOlu hastalar dahil edildi. Semptomatik grupta hemogram
parametreleri, serum inflamasyon indeksleri, pan immun inflamasyon değerleri, serbest demir ve ferritin
düzeyleri başvuru testlerinin sonuçlarından elde edilerek analiz edilmiştir.
Bulgular:
Çalışmaya 47si semptomatik olmak üzere toplam 92 hasta dahil edildi. Yaş için IQR 48 olup (38-58 yaş), cinsiyet
dağılımı eşittir. Semptomatik grupta ferritinin asemptomatik gruba kıyasla daha yüksek olduğu belirlendi
(χ2:7,528, p=0.023). Serbest serum demirin ise iki grup arasında anlamlı farkı görülmemiştir (p>0,05). Ayrıca hem
parametrik hem de gruplandırarak yapılmış nonparametrik analizlerde benzer şekilde monosit düzeyi
semptomatik PFO lu hastalarda daha yüksek tespit edilmiştir (χ2:8,177, p=0,017). Diğer kan hücreleri ve
inflamasyon indeksleri, CRP, fibrinojen, D- dimer, D-dimer/Fibrinojen oranı gibi inflamasyona ve tromboza
predispozisyon yaratan faktörlerde anlamlı bir fark tespit edilememiştir (p>0,05).
Sonuç:
Ferritin semptomatik PFO hastalarında asemptomatik PFO hastalarına göre daha yüksektir, ayrıca kan hücreleri
arasında monositlerin de anlamlı oranda artışı semptomatik hastalarda görülmüştür. Ferritin serum seviyesindeki
yüksekliğin, inme prognozunda kötüleşmeyle korele olduğunu gösteren çalışmalar mevcut olup, PFO’ da hiç
değerlendirilmemiştir. Bu durum, PFO’lu hastalarda tedavi planı yapılırken ve takiplerde göz önünde
bulundurulabilir. Prospektif olarak, geniş serilerde çalışılması gereklidir