60. Bilimsel ve Mill/Ulusal Öfke!


Karaağaçlı M.

cilt.4, sa.3, ss.1-4, 2024 (Hakemsiz Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 4 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 2024
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Other Indexes
  • Sayfa Sayıları: ss.1-4
  • Gazi Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bilimsel ve Milli/Ulusal  Öfke!

Dr. Öğr. Üyesi Mustafa KARAAĞAÇLI

G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.

 

1.Öndeyi

“Bilimsel ve Milli/Ulusal  Öfke!”  konulu bu çalışmanın  amacı;  sosyal, ekonomik, kültürel  ve  eğitsel olumsuzluklara  bilim ve milli/ulusal bağlamlı  tepkilere Türkiye kamuoyunun  dikkatini çekmektir. Çalışma; ilgili alan yazın bulgularına ve yazarın postpozivitist görüşleriyle gözlemlerine dayalı oluşturulmuştur.

 

Çalışma; (1)Öndeyi, (2)Bilim Epistemosu, (3)Bilimin Katma Değerleri, (4)Bilimsel Yönteme Yakınlık, (5)Bilimsel Yönteme Uzaklık, (6)Mili/Ulusal Olan (7)Bilimsel ve Milli/Ulusal Olmayana Öfke, (8)Bilimsel ve Milli/Ulusal Öfke Gösterilecek Haller, (9)Vargı ve Yargı, (10)Öneriler alt başlıklarında sistematize edilmiştir.

2.Bilim Epistemosu

Bilim, bilmek anlamında olup  ürün ve yöntem olarak şu iki bakışla tanımlanmaktadır:  Ürün olarak, nesnel sağlamlığı olarak kanıtlanmış bilgiler bütünüdür. Yöntem olarak da bu tür bilgi elde etmek için izlenen yoldur (Karasar, 1991; 8).

Bilim, doğal olayları doğal olaylar ile açıklayarak sistematik oluşturulan eleştirilerden doğmuştur. Bu noktadan  hareketle bilimin belirgin  özellikleri  şöyle kendini göstermektedir:

Bilim;

·       Sistematik yollarla bilgi oluşturmadır.

·       Doğru düşünme biçimidir.

·       Doğru karar alma sürecidir.

·       Yöntemsel süreçlerden hareketle bilgi elde etmedir.

 

3.Bilimin Katma Değerleri

Bilimin  yukarı satırlarda sıralanan özellikleri kullanıldığında; şu katma değerlere erişilmiş olur;

·       Üretilen bilgileri test edilir.

·       Bilgiler nesnelleştirilir.

·       Bulgular kanıtlanır.

·       Deneylerle bilgiler somutlanır.

·       Gözlemler aracılığıyla doğal dünyanın olgu, olay, yapı, düzen ve davranışlarını sistemli olarak anlaşılır.

 

Çünkü; bilim, bi­lişsel ve uygulamalı bir etkinlik  olarak  bireysel mikro  toplumsal makro  ve evrensel ölçeklerde topyekün gezegeni anlamayı ve onunla uyum  içinde yaşamayı  sağlar

 

A.Einstein’da  bilim; “duyu algılarıyla düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası” iken; B. Russel’de ise;             gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası” olarak betimlendiği  dikkati çekmektedir.

4.Bilimsel Yönteme Yakınlık

Bilim,  sistemli  yollardan elde  edilen  nesnel sağlamlığı  olan  yolların sonucu   ve bütünü olduğundan; bilimsel süreçler izlenmeden  yani gelişigüzel edilen bilgilerden ve görüşlerden bilim oluşmaz!

Çünkü; bilimin kullanılmasıyla bilimsel yöntem uygulanmış olur. Bilimsel yöntemin uygulanmasıyla özel ve tümel   bağlamlarda problem çözülmüş olur.

Bilimsel yöntemin uygulanmasıyla aşağıda ana çizgilerle belirtilen katkılar sağlanmış olur:

·       Problem durumlarına Aristo’cu bakışla tümdengelimli, F. Bacon’cı bakışla tümevarımcı yaklaşılmış olur.

·       Kararsızlık durumlarına çok yönlü hipotetikle çözümler üretilir.

·       Sorunlara, krizlere ve darboğazlara birden fazla olası çözüm yolları sunulmuş olur.

 

5.Bilimsel Yönteme Uzaklık

Bilimsel süreçler izlenmeden yani gelişigüzel edilen bilgilerden ve görüşlerden bilim dolayısıyla bilimsel yöntem  oluşmaz. Bilimsel yöntemden uzaklık  önce kuramda devamında  uygulamada  türlü garipliklere, krizlere, gerekçesi zayıf  söylemlere, anlık, günlük fırsatçı tavırlara neden olur.

 

Bilimsel yöntemden uzaklık aşağıda ana çizgilerle belirtilen olumsuzlukları da  artırmış olur:

·       Devlet aklı  yok olur.

·       Partiyi devlet görme  siyasi şaşılığı  yaşanır.

·       Kuralsızlık  artar.

·       Yeni özneli ekonomik ve politik liberaller  türer.

·       Manevi inançlar ve iklimler  siyasi oya tahvil ettirilir.

·       Anayasa içeriği sayfalarda   kalır.

·       Cumhuriyetin kurucu  felsefesi  önemsenmez.

·       Kendilerine oy vermeyenlere üstençci tavırla  bakılır.

·       Kendilerine oy vermeyenlere millet gözüyle bakılmaz.

·       Beton  aşkı yeşerir.

·       Bina rantı yükselir.

·       Sorunlarda ontolojik yüzleşmeler yapılmaz.

·       Sosyolojik ötekileştirmeler artar.

·       Ahbap ve akraba kapitalizmi yayılır.

·       Maslov’un  temel  ihtiyaçları yüksek  enflasyonu karşısında karşılanamaz.

6.Milli/Ulusal  Olan

Mili  yani ulusal,  millet ile ilgili millete ait olan görüş, felsefe, ürün,  olgu  ve  olaydır.

Aslında  temel değerlendirmede  milli olanı belirlemek kolaydır.  Yani  milletin  bünyesinde, düşüncesinde, özünde  olan  “milli”dir.

Millete ait olanı  millete anlatmak  gerekmez. Çünkü;  milli  olan  kendi ontolojisinde  vardır.

Çünkü; milli  olan;

·       Millete  tanıdıktır.

·       Millete yakınlıktır.

·       Milli  kimliktir.

·       Milli  ekonomidir.

·       Milli  gelirdir.

·       Milli endüstridir.

·       Milli misaktır.

·       Milli savunmadır.

Milli  olan marştır. Milli olan takımdır. Milli  takımın imgesi ay ve yıldızlı bayrak simgesi ise   özgürlük  ve bağımsızlıktır.

 

7.Bilimsel ve Milli/Ulusal Olmayana Öfke

Sevgi, üzüntü, acıma, korku  gibi öfke de  bizden  bir duygudur. Yani  öfke birey olmanın  bir bileşenidir. Öfke, geçici ve  kısa  sürelidir. Uzaması  başka bulgu ve yaklaşımlara  ihtiyaçlar doğurur. Öfke, çok  güçlü bir enerji kaynağı olarak kontrol edildiğinde zararları giderilir, aktifliğe ve girişime  bir tür  içtepi  olur.

 

Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır (Mektepli Tebeşir Bülten, 2024)  özdeyişinde  hareketle bireysel  ve toplumsal engellenmeye, incinmeye, haksızlığa, baskı altında olmaya, Anayasayı sivil  ya da askeri diye kategorileştirme yerine; demokratik olup olmadığına  yasal zeminlerde bilimsel  ve  milli/ulusal  öfke  gösterme  hakkı vardır.

 

8.Bilimsel ve Milli/Ulusal Öfke  Gösterilecek Haller!

Bireysel ve  toplumsal  ölçeklerde aşağıda   ana çizgileriyle  sıralanan tutum ve  davranış  kalıplarına  da  anayasal  zeminlerde  milli/ulusal  öfke  gösterilmelidir:

 

·       Siyasi  ve politik  etiksizliğe, bütçe ahlakından yoksunluğa, sonradan görme ve  sonradan görme zenginliklere,

·       Kültürel gecikmeyle gelen “kültürel boşluk" olarak sosyal yapıyı zedelemesine,

·       Kültürel gecikmeyle ekonomik zeminde kısa sürede sınıf atlayarak olağanüstü zenginleşen insanların, abartılı  ve gösterişli yaşamlarına;

·       Osmanlı devleti’ni tarihsel bağlamından uzak anlayıp, kutsal dava nitelemelerine atıflarda kullananlara,

·       18  Mart’ı, 23 Nisan’ı, !9  Mayıs’ı,  29 Ekim’i Atatürk İlkelerine   ve Cumhuriyet’in kuruluş  felsefesine  uygun  doğru ve açık anlamayanlarla anlamak istemeyenlere,

·       1 Mayıs’ı doğru anlamak   ve kutlamak  için çalışma ve emek hakkının  korunması olduğu gerçeğinden uzak değerlendirenlere,

·       Tek  tip-prototip birey yetiştirmeyi amaçlayan  eğitim, öğretim  ve ders  programlarına,

·       Hipermerkeziyetçi yönetim  anlayışıyla  Anayasanın önem ve değerini  azaltanlara,

·       Yeni  bir Anayasa hazırlığından önce; özgürlükler, katılımcılık  ve kuvvetler  ayrılığı temelinde Anayasal  uygulamalar yapmayanlara,

·       Devletin işleyişinde israf  düzeyindeki harcamalara,

·       Anayasanın da önem ve değerini  azaltan uygulamalara,

·       Siyasal kültürdeki aşınmalara, 

·       Yoksulluk ve yolsuzluk olgularını  normal görenlere,

·       Eğitimin, okulların  ve eğitim  emekçilerinin canına okuyan şiddet’i normalleştirenlere,

·       Sosyal kapsayıcılıktan uzaklık eğitimde  fırsat ve  imkan  eşitliğini zedeleyen  uygulamalara,

·       Mülteci konusunu bir sosyoloji, bir psikoloji, kültürel  bir aşınma,  bütçeye  ve kamusal gideri çok bir tüketim kalemi  görmeyenlere,

·       MEB tarafından  öğretmen alımında dikkate alınacak  mülakatların  gerek kapsam gerekse sözlü  sorulu  olması nedenleriyle  ölçüt, ölçme ve değerlendirmede  öznelliğini göremeyenlere,

·       Her bireyin oy  tercihi baş üstünde tutulurken; kamusal uygulamalarda bir siyasi  partiyle devleti  eş  görenlere,

·       Kamuyu  küçülerek özelleştirmeyi güzelleyen yeni özneli tutucu kuşatmacı politikalar ulusal  eğitimde “Ben hazırlayamıyorum, herkes YKS hazırlığını kendi yapsın”  yaklaşımıyla her  öğrencinin  YKS  sürecine eşit hazırlayamayanlara  bilimsel ve milli/ulusal  öfke  anayasal zeminli  itirazlar haktır. Çünkü;  gezegeni  itirazlar  değiştirir.

9.Yargı  ve  Vargı

“Bilimsel ve Milli/Ulusal Öfke”  konulu bu  çalışmanın  bulguları ışığında;  ulaşılan  yargı ve varılan yargı  şu noktaları içermektedir:

 

Ulus Devlet  nitelemesine  dayanak olan vatan, toprak, bayrak  ve  manevi iklimli Türkiye Cumhuriyet’i  ve kurucu önderi Atatürk İlkeleri Türkiye  ve   Dünya Ölçeğinde  her daim sonsuza  dek  yaşayacaktır. Çünkü; Cumhuriyet,  her  yönetime  gelenin  keyfi ve haleti ruhiyesine göre  bir şekle  giremeyeceğinden;  Cumhuriyetin  tam bağımsızlık ve  özgürlük düşünselinden uzak  olan olgu  ve  olaylara  bilimsel  ve  milli/ulusal  öfke hakkı anayasal zeminde yaşayan bir  konu  olarak ele  alınmalıdır.

 

10.Öneriler

“Bilimsel ve Milli/Ulusal Öfke” konulu  bu çalışmanın  yargısı  ve vargısı doğrultusunda  şu önerilerin ulusal ölçekte dikkate alınmasında  yarar  görülmektedir:

 

·           Kamusal yapı hiçbir zeminde ve bağlamda  minimalleştiril-me-melidir.

·           Kamusal Bürokrasinin İdeolojisi; Anayasa ve   Cumhuriyetin Kurucu Düşünseli  olmalıdır.

·           Milli bayramlar  ait olduğu tarihsel  önem  ve değerde  kutlanmalıdır.

·           İç ve dış politik  tercihler parti, oy ve siyasi  rant uğruna değil;  bir ulusun  geleceği  düşünülerek yapılmalıdır.

·           Eğitimin, okulların ve  eğitim emekçilerinin iş, görev ve profesyonel  ahlak  anlayışlarının sağlıklı, planlı, yeterli, verimli, planlı ve tutarlı gerçekleşebilmesi için  şiddete  sıfır  hoşgörüyle  yaklaşılmalıdır.

·           Darbe yapımı eleştirilerine dayalı  olarak yürütülen Anayasa  tartışmaları canı-cini olmayan yazılı  metine demokratik nitelik kazandıramayacağından anayasa   özgürlükler temelinde  yapılandırılmalıdır. Çünkü; demokrasinin temellerinden olan “itiraz edebilme” Anayasa’da yer  bulmaz  ve yaşam pratiklerine yansıtılmazsa Anayasanın yapılma  marifetinin önemi  yoktur.

·           Huzurlu ve-veya erdemli insanı ideolojik empozeli  isteyen  programlar  yerine; analitik, kritik,  yansıtıcı, özenli, yanal ve  özgün düşün temelli  öğretim programları formal-örgün ve yaygın eğitim programlarında önemsenmelidir.

·           Sosyal kapsayıcılık bağlamında dezavantajlı olan bireylerin ve grupların sağlık, eğitim, güvenlik, ulaşım, barınma ve istihdam hizmetlerine erişimleri iyileştirilmelidir.

·       Mültecilerle  ilgili olarak, Avrupa Birliği arasında uzlaşılan bir Mutabakat gereği; Avrupa Birliği ile Geri Kabul Anlaşması ve Vize Muafiyeti Yol Haritası eş zamanlı olarak yaşama  geçirilmelidir (Resmi Gazete, 2014).

·       MEB’in  çeşitli branşlarda gerçekleştirilen öğretmen atamalarında dikkate aldığı;  yüzde 50 KPSS puanı ve yüzde 50 mülakat puanı ölçütlerinden mülakat  yöntemi MEB’in güzellemelerine  rağmen; ölçme ve değerlendirmede bilimsellik  ve nesnellik ölçütleri temelinde  kaldırılmalıdır.

·       Siyasi partiyi devlet görme şaşılığının tedavisinin de katılımcı demokrasi bilinci olduğu unutulmamalıdır.

·       Politikada olup bitenlere  laik  ve bilimsel temeller  kazandırılınca  siyasi partiyle devletin  aynı görülmesinin de (!) önüne geçilmiş olacağı  unutulmamalıdır.

·       Kamu yeni özneli liberal  gerekçelerle  minimalize edilmemeli,  kamusal  eğitim  güçlendirilmelidir.

·       Toplumsal yaşamda eğitim, hukuk, ekonomi, sosyo-kültürel alanlarında bilim temelli  nesnel ve adaletli siyaset hizmetleri uygulanmalı,  ahbap ve akraba kapitalizminden vazgeçilmelidir.

___________

*Anti-sosyal medya: “Gezegende her  olgu, olay ve değişken zıttıyla  bilinir” ilkesiyle  birlikte; sosyallik  ve sosyalleşmenin aynı iklimli, fizik-mekanlı  yüz-yüzelikleri gerektirdiğinden  dolayı;  bu çalışmada ve yazarın diğer yapıtlarında da bilinçli olarak kamuoyundaki sosyal medya kullanımının yerine; “anti-sosyal medya”  olarak kullanılmış ve kullanılmaktadır.

 

Kaynaklar

Karaağaçlı, M. (2021). Eğitimin Sosyolojisi.  İkinci Yazım İkinci Basım.  Ankara: Baskı ve Cilt:Bizim Büro Basımevi Yayın Ve Dağıtım Hizmetleri Sanayi Ve Tic. Ltd. Şti. ISBN–978-605-62357-9-5. Bandrol Seri No Aralıkları: THG-SOP: 983928-983982.

 

Karaağaçlı, M. (2023). Özgürlük, Bağımsızlık  Ve  Cumhuriyet Yolculuğunda  Evrensel Rol Model: Atatürk.  Bakü:  Azerbaycan Atatürk Merkezi  ve İksad İnstıtute  Tarafından  Düzenlenen 19 Mayıs  2023  Doğumunun 142. Yılında Atatürk 3. Uluslararası Sempozyumu. Sözlü  bildiri metni.

Karaağaçlı, M. (2024-1). Sosyal Kapsayıcılıktan Uzaklık  Okul Terkini Artırıyor! www.mektepligazete.com. köşe yazıları. 02.06.2024.

 

Karaağaçlı, M. (2024-2). Türkiye Depo Değildir! Mektepli Gazete. Köşe Yazıları. 23 Haziran 2024. http://www.mektepligazete.com.

 

Karaağaçlı, M. (2024-3). Partiyi  Devlet Görme, Siyasi Şaşılıktır! www.mektepligazete.com. köşe yazıları. 07.07.2024.

 

Karaağaçlı, M. (2024-4).Anayasanın Sivil  ve  Asker Nitelemesi Olmaz; Özgürlükçüsü Olur! www.mektepligazete.com. köşe yazıları. 06.05.2024.

 

Karaağaçlı, M. (2024-5). MEB’in Program Dediğine Bilim  Metafizik Kurgu Diyor! Mektepli Gazete Tebeşir. Sayı: 33. Haziran-Temmuz-Ağustos, 2024.ss.20-24.

 

Karasar, N. (1991). Bilimsel Araştırma Yöntemi. 4. Basım. Ankara:3A Eğitim Danışmanlık Ltd. Şti.

Morse, A.D. (1891). The Place of Party in the Political System.  The ANNALS of the American  Academiy  of Political and Social  Science. Volume 2, Issue 3. https://journals.sagepub.com/home/ANN

Mektepli Tebeşir Bülten.  (2024). Tebeşir: Bilimden Gidilmeyen Yolun Sonu Karanlıktır. Sayı: 33. Haziran-Temmuz-Ağustos, 2024.

 

MEB. (1973). Milli Eğitim Temel Kanunu. Ankara: TBMM. Kanun  No: 1739.

 

Platon (2022). Sokrates’in Savunması. İstanbul:  Cumhuriyet  Eki.

Resmi Gazete (2014). Avrupa Birliği ile Geri Kabul Anlaşması ve Vize Muafiyeti Yol Haritası Mutabakatı. Kanun No: 6547.28 Haziran 2014. Resmi Gazete No: 29044.

 

TBMM. (1982) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Ankara: TBMM. 2709 Sayılı Kanun, 7.11.1982.

TİEK  (2016).Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu.  Kanun  No:6701,  Resmi Gazete  No: 29690.

Weber, M. (2004). Sosyolojinin Temel Kavramları. Çeviren: Medeni  Beyaztaş. Efkar Yayınevi.

____________

İletişim ve Erişim

Dr.  Öğr. Üyesi, G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi, EBB Öğr. Üyesi.

7e-posta         : mkara@gazi.edu.tr  

ORCID          : https://orcid.org/0000-0003-3488-1021

Web         (1): w3.gazi.edu.tr/~mkara 

Web         (2): https://avesis.gazi.edu.tr/mkara

Web         (3): www.yurtspor.com

Web         (4): www.mektepligazete.tebeşir

Web         (5): www.mektepligazete.bülten

Facebook  (1): Kirizma
Facebook  (2): Mustafa Karaağaçlı
Twitter         : M_Karaagacli_
İnstagram    : mustafakaraagacli1

Blog            :kirizma.blogspot.com