Uluslararası Doğu Anadolu Fen Mühendislik ve Tasarım Dergisi, cilt.3, sa.1, ss.89-116, 2021 (Hakemli Dergi)
Ülkemizde yer kabuğunda bulunan levhaların yatay ve düşey hareketlerine bağlı olarak sık sık depremler meydana gelmektedir. Bu depremler sonucu yapılara etkiyen yatay yükler, mimari tasarım kararlarında önemli bir yer tutmaktadır. Yapının taşıyıcı sistem çözümünde deprem etkisiyle oluşan yatay yüklere karşı alınan tasarım kararları, düşey yüklere göre alınan mimari çözümlerden farklılık göstermektedir. Geçmişten günümüze ülkemizdeki cami gelişimi incelendiğinde, biçimsel anlamda çeşitliliğin olduğu, bu çeşitlilikte inşa edildiği yerin kültürünün, coğrafi durumunun, ikliminin, teknolojisinin ve ekonomisinin etkili olduğu görülmektedir. Yaşanılan depremler sonrasında, camilerde yapılan hasar tespit çalışmalarında, bina rijitliğini sağlayamayan camilerin ağır hasarlar aldığı belirlenmiştir. Bu açıdan özellikle sembolik olarak öne çıkan camilerin depreme dayanıklı tasarım kararlarında, bölgenin depremselliğini de göz önüne alarak estetik ve fonksiyonelliğin yanında güvenli birer yapı olmaları mimarlık disiplini açısından önemlidir. Yapılan bu çalışmada da Türkiye'deki 1999 Kocaeli depreminden sonra aktif fay hatları üzerinde inşa edilen modern camilerin form ve biçim tasarımı arayışında deprem faktörünün etkisi incelenmiştir. 10 adet cami örneğinin tasarımı sırasında alınan taşıyıcı sistem kararları, veri toplama analizi yöntemi ile yapı tipleri, üst örtüleri, yapı hacimleri, strüktür ve yapı malzemeleri kıyaslanarak değerlendirilmiş ve Türk Bina Deprem Yönetmeliğinde bulunan planda ve düşeyde düzensizlik durumlarına göre gözlemsel olarak analiz edilmiştir. Sonuç olarak çağdaş cami mimarisinde düzensizlik durumlarına dikkat edilerek mimari tasarımları kurgulanan yapıların yanı sıra özellikle zayıf kat, yumuşak kat ve döşeme süreksizliğine yol açabilecek örneklerin de bulunduğu görülmüştür.