4. Romatolojiye Panoramik Bakış Sempozyumu, Antalya, Türkiye, 23 - 25 Mayıs 2025, ss.69-72, (Tam Metin Bildiri)
Amaç: Biyolojik tedaviler, juvenil idiyopatik artrit (JİA) yönetiminde ve sonuçlarında
önemli ölçüde değişikliklere neden olmuştur. Ancak, bu ilaçlara erişim, yüksek maliyetleri nedeniyle
dünyanın birçok bölgesinde hala zorluk teşkil etmektedir. Bu çalışmada, iki farklı sağlık
sistemi arasındaki farkların JİA hastalığının seyri ve sonuçları üzerindeki etkisi araştırılmıştır.
Yöntemler: Ocak 2014 ile Ocak 2025 tarihleri arasında Türkiye ve Hindistan’daki iki
üçüncü basamak sağlık merkezine başvuran ve en az bir yıllık izlem süresi olan JİA hastaları
çalışmaya dahil edilmiştir. Sistemik JİA (sJİA) hastaları, yönetimi ve prognozu farklı olduğundan
dışlanmıştır. Tanıdan sonraki altı ay, bir yıl ve mevcutsa beş yıla kadar olan tedavi,
hastalık aktivitesi ve JİA’ya bağlı komplikasyonlara ait veriler hasta dosyalarından retrospektif
olarak elde edilmiştir.
Bulgular: Bu çalışmaya 129’u Türkiye’den ve 51’i Hindistan’dan olmak üzere toplam
180 hasta dahil edilmiştir. Klinik özellikler benzer olmakla birlikte, Hindistan kohortunda RF
ve ACPA pozitifliği ile poliartiküler alt tip daha sık görülmüştür. Biyolojik hastalık modifiye edici
antiromatizmal ilaçlar (bDMARD), özellikle etanersept, Türkiye kohortunda anlamlı olarak
daha sık reçete edilmiştir (sırasıyla p=0,006 ve p=0,001). Buna karşılık, sistemik kortikosteroid
kullanımı altıncı ay ve birinci yıl değerlendirmelerinde Hindistan kohortunda anlamlı olarak
daha yüksekti. İlk remisyona ulaşma süresi Türkiye kohortunda belirgin olarak daha kısaydı
(p=0,010). Tüm takip dönemleri boyunca aktif eklem ve yüksek akut faz reaktanlarına sahip
hasta sayısı Hindistan kohortunda daha yüksekti. Kronik eklem tutulumlu ve üveitli hasta
sayısı ise iki kohort arasında anlamlı fark göstermemiştir. Sadece Hindistan kohortundaki bir
çocuk tekerlekli sandalye kullanmaktadır.
Sonuçlar: bDMARD’lara ulaşılabilirlik, JİA hastalarının optimal tedavisinde hayati öneme
sahiptir. Evrensel sağlık güvencesi, bDMARD’ların erken başlanması ve sürdürülebilir kullanımını
kolaylaştırarak hastalık aktivitesinin ve inflamasyonun daha hızlı kontrolünü sağlamıştır.
Buna karşılık, bDMARD’ların bulunmadığı veya geri ödenmediği durumlarda hekimler
daha uzun süreli sistemik kortikosteroid kullanımına yönelmiştir. İlginç bir şekilde, Hindistan
kohortunda hastalık aktivitesi başlangıçta daha kötü kontrol edilmiş olsa da, kronik eklem
tutulumları ve üveit gibi JİA ile ilişkili komplikasyonlar iki kohort arasında anlamlı fark göstermemiştir.
Bu durum etnik ve hastalığa özgü özellikler ile komplikasyon gelişen hasta sayısının
azlığına bağlı olabilir. Gelecekteki çalışmalar, tedavi stratejilerinin, özellikle kademeli yaklaşımların (T2T), ön onay politikalarının ve sağlık hizmetlerine erişim eşitsizliklerinin klinik
sonuçlar üzerindeki etkisini prospektif olarak değerlendirmelidir.