Tezin Türü: Doktora
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2014
Öğrenci: İBRAHİM BADER
Danışman: TUBA TORTOP
Özet:Bu çalışmanın amacı, sınıf II maloklüzyonların tedavisinde üst birinci molar dişin distalizasyonu amacıyla kullanılan KIDS apareyinin iskeletsel, dentoalveolar ve yumuşak dokularda meydana getirdiği deşiğimleri, kontrol grubuyla karşılaştırarak incelemektir. Araştırmamıza daimi dentisyonda ve dişsel sınıf II maloklüzyona sahip, üst ikinci molar dişleri sürmüş ve oklüzyonda olan, iskeletsel vertikal boyutları normal sınırlar içerisindeki 21 kız ve 19 erkek birey dahil edildi. Uygulama grubunu oluşturan ve ortalama kronolojik yaşı 14,4±1,42 yıl olan 9 kız ve 11 erkek bireye üst molar distalizasyonu amacıyla KIDS apareyi uygulandı. Bu bireylerde, distalizasyona başlamadan önce üst üçüncü molar dişlerin pozisyonu değerlendirilerek ikinci molar trifurkasyon hattının altında olan vakalarda bu dişlerin çekimi yapıldı. Uygulama grubunda distalizasyon süresinin ortalama 7,8 ay olduğu bulundu. Uygulama grubunu oluşturan bireylere ait kayıtlar, kronolojik yaş ortalaması 14,3±1,44 yıl olan ve 12 kız ve 8 erkekten oluşan bir kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Kontrol grubundaki bireyler 6,0 ay süreyle takip edildi. Uygulama grubundaki bireylerden distalizasyon öncesi ve sonrası, kontrol grubundaki bireylerden ise kontrol dönemi başında ve sonunda lateral sefalometrik ve panoramik radyografiler ile dijital ortodontik tanı modelleri alındı. Ölçümlerin tekrarlanabilirliği Sınıf İçi Korelasyon Katsayısı ile analiz edildi. Uygulama ve kontrol grubuna ait grup içi farkların değerlendirilmesinde eşleştirilmiş t-testi ve Wilcoxon testi; gruplar arası farkların karşılaştırılmasında ise bağımsız t-testi ve Mann Whitney U testi kullanıldı. p<0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. KIDS apareyi ile üst birinci molar dişte ortalama 5,7±0,76 mm'lik distalizasyon ve 5,3±3,20 derecelik distale devrilme izlendi. Üst birinci premolar dişte 1,9± 0,64 mm meziale hareket ve 2,4±2,03 derecelik meziale devrilme; üst keserlerde ise 4,6± 3,31 derecelik proklinasyon ve 1,6±1,05 mm'lik protrüzyon ile karakterize bir ankraj kaybı görüldü. İskeletsel ölçümler değerlendirildiğinde; ön yüz yüksekliğinde ve mandibulanın vertikal konumunu değerlendiren açılardaki artış istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Bu ölçümlerin araştırma sonu değerleri de uygulama grubunda kontrol grubuna göre önemli düzeyde büyük bulundu.