Temporomandibuler eklem redüksiyonlu disk deplasmanı olgularında eklem içi sodyum hyaluronat enjeksiyonunun etkinliğinin araştırılması


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2014

Öğrenci: BUĞRA YILMAZ

Danışman: CANSU ALPASLAN

Özet:

Temporomandibuler bozukluklar toplumda yüksek prevalansa sahiptir. Bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyerek, yarattığı işgücü kaybı ile aynı zamanda ekonomik kayıplara da yol açabilmektedir. Temporomandibuler bozuklukların alt sınıflandırmasında yer alan redüksiyonlu disk deplasmanında, bozukluğun karakteristik özelliklerini belirleyen eklem sesinin, özellikle bireylerin sosyal yaşantılarındaki olumsuz etkisi, tedavi gereksinimini ortaya çıkarmaktadır. Günümüzde temporomandibuler bozuklukların tedavisinde etkileri geriye dönebilen basit yöntemler tercih edilmektedir. Bunlar içerisinde eklem içi sodyum hyaluronat enjeksiyonu, yan etkisinin olmaması ve tedavideki etkinliği açısından son yıllarda özellikle tercih edilmektedir. Çalışmamızda farklı protokollerde uygulanan eklem içi sodyum hyaluronat enjeksiyonlarının redüksiyonlu disk deplasmanının bulgu ve belirtileri üzerindeki tedavi etkinliklerinin karşılaştırmalı olarak araştırılması amaçlanmıştır. Randomize kontrollü bu klinik çalışmada TME üst boşluğuna tek sefer, 1 hafta ara ile iki kez, 2 hafta ara ile iki kez 1ml sodyum hyaluronat enjeksiyonu ve kontrol olarak salin enjeksiyonu yapılmış toplam 80 hastanın işlem öncesi ve işlem sonrası 1. ve 6. aylardaki ağrı ve eklem sesine ilişkin vizüel analog skala skorları, maksimum ağız açıklığı ve lateral çene hareketlerinin miktarlarına ilişkin değerleri karşılaştırmalı olarak incelenmiş, ayrıca Helkimo klinik disfonksiyon indeksi ile değerlendirmeleri yapılmıştır. Uygulanan tüm tedavi yöntemleri incelenen tüm parametrelerde iyileşme sağlamıştır. Sodyum hyaluronat enjeksiyonu eklem sesini istatistiksel olarak anlamlı düzeyde azaltmıştır. Eklem içi sodyum hyaluronat enjeksiyonunun RDD tedavisinde kullanılabileceği ve bozukluğun olumsuz sosyal etkilerini ortadan kaldırmakta faydalı olabileceği düşünülmektedir. Çalışmamızda tek enjeksiyon yönteminin tedavi başarısı açısından tekrarlayan enjeksiyonlarla farkı bulunmadığı saptandığından, daha az maliyetli olduğu, daha az travma oluşturması, tek bir randevu ve klinik işlem gerektirmesi açısından tercih edilmesi önerilmektedir.