Preterm eylemde otofaji mekanizması bozuklukları


Tezin Türü: Tıpta Yandal Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Öğrenci: MURAT AYKUT ÖZEK

Danışman: MERİH BAYRAM

Özet:

Preterm doğum, gebeliğin 37. haftasından önce sonlanması durumudur. Preterm doğumların % 70-80'i spontan preterm eylem nedeniyle gerçekleşmektedir. Preterm doğum hızı, dünyada % 11 civarındadır. Preterm eylem ve doğum, neonatal morbidite ve mortalitenin en önemli nedenidir. Ancak halen spontan preterm eylemin patofizyolojisi net olarak ortaya konulamamıştır. Otofaji (Tip II programlı hücre ölümü), protein ve diğer subsellüler hücresel elemanların lizozomal degradasyonundan sorumlu intrasellüler yıkım sistemidir. Çoğunlukla intrasellüler stresin arttığı durumlarda aktive olmaktadır. Otofaji sürecinin bozulması; erken gebelik kayıpları ve preeklampsi ile ilişkilendirilmiştir. Biz bu çalışma ile, perinatal morbidite ve mortalitenin en önemli nedeni olan preterm eylemin patofizyolojisinde yer alan hormonal faktörleri etkileyebilecek otofaji gen ekspresyonu bozukluklarını saptamayı amaçladık. Çalışmaya 34 hafta altında preterm doğumla sonuçlanmış 16 gebe ve kontrol grubu olarak komplikasyonsuz tekil, mükerrer sezeryan endikasyonu ile term sezaryen doğum ile sonuçlanan 6 gebelik dahil edildi. Hastalardan alınan plasental örneklerde otofaji mekanizmasında yer alan gen gruplarının profilleri RT-PCR (Reverse transcriptase-Polymerase chain reaction) yöntemi ile değerlendirildi. Çalışmamızda yer alan preterm ile sonuçlanan hasta grubu; kontrol grubu ile karşılaştırıldığında BECN1, ATG7, ATG5, ATG12, ATG16L1, TP53, IRGM, ULK1, ESR1 ve TNF genlerinin ekspresyonunda anlamlı derecede azalma tespit edildi. Preterm eylemde otofaji mekanizmasındaki bozuklukların (otofajinin anormal artması ya da azalması, kısaca disregülasyonu) saptanması, konunun şimdiye kadar bu açıdan yeterince değerlendirilmemiş olması açısından anlamlı olduğu kanaatindeyiz. Birçok faktör tarafınca etkilenenen gebelik fizyolojisi, plasental yapı ve metabolik değişiklikler göz önünde bulundurularak geliştirilen hayvan modellerinde ve bu çalışmaların ışığında yapılacak insan çalışmalarında, gebelik ve doğum süreçlerinde otofajinin rollerinin tanımlanacağı kanısındayız.