Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2015
Öğrenci: DİDEM KAPUCU
Danışman: HİLAL YILDIRAN
Özet:Bu çalışma pediyatrik yoğun bakım ünitesinde yatan ve nörolojik hastalık tanısı almış olan, yaş aralığı 3-14 ay arasında değişen, nazogastrik tüp ile aralıklı bolus ve sürekli infüzyon yöntemleri ile beslenen toplam 35 hasta üzerinde çalışma yapılmıştır. Bu beslenme yöntemlerinin gastrointestinal sistem üzerine olan etkisi ve beslenme tiplerine göre hastanede kalış süresine olan etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Hastaların genel özellikleri ile beslenme yöntemlerine göre gelişen komplikasyonlarının belirlenmesi, biyokimyasal parametrelerinin kaydı için anket formu uygulanmıştır. Çalışmaya alınan hastaların yaşa göre boy ve yaşa göre ağırlıkları benzer çıkmıştır. Sürekli infüzyon ile beslenen hastalar ile aralıklı bolus beslenen hastalar arasında birinci ve dördüncü günde enerji, makro besin öğeleri alımları ile gereksinim karşılama yüzdelerinde istatistiksel açıdan anlamlı fark saptanırken (p<0,05), yedinci günde gruplar arasında bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Çalışmada beslenme gruplarındaki hastaların formül mama ile aldıkları sıvı miktarları birinci, dördüncü ve yedinci günde takip edilmiş olup, bu günlerdeki mama ile sıvı alımları sürekli infüzyon şeklinde beslenen hastalarda aralıklı bolus beslenen hastalara göre daha yüksek ve daha hızlı bir şekilde karşılanmıştır (p<0,05). Çalışmaya göre her iki beslenme grubunda da çeşitli komplikasyonlar gelişmiştir. Ancak, beslenme grupları arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05). Komplikasyonların gelişimi yedi gün süre ile takip edilmiş olup, günlere göre gruplar arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Hastaların kan parametrelerine göre her iki beslenme grubunda da sodyum ve potasyum seviyeleri dördüncü günde birinci güne göre anlamlı şekilde artmıştır (p<0,05), Sadece aralıklı bolus beslenen hastalarda ise serum kalsiyum (mg/dL), fosfor (mg/dL) ve BUN (mg/dL) değerleri anlamlı olarak artarken (p<0,05), total bilirubin seviyesi anlamlı olarak düşmüştür (p<0,05). Sonuç olarak; yapılan bu çalışmada sürekli infüzyon ile beslenme ile hastaların enerji, makro besin öğeleri ve sıvı ihtiyacı daha erken karşılanmaktadır. Ancak, komplikasyonlar açısından aralıklı bolus beslenmeye göre bir avantaj sağlamamaktadır.