Bipolar Depresyon Ve Yineleyen Unipolar Depresyon Tanılı Hastaların Oreksin A, Ghrelin Ve Nöropeptit Y Düzeyleri Açısından Karşılaġtırılması Ve Semptom Profiliyle İlişkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2020

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Dr. Mehmet ÜNLER

Danışman: NEVZAT YÜKSEL

Özet:

Günümüzde halen unipolar ve bipolar depresyonu olan hastalar net bir biçimde ayrıştırılamamaktadır. Açık mani ya da hipomani dönemi olmayan hastalara unipolar depresyon tanısı konmakta, sonuçta hastalar hem antidepresan tedavilerden yeterli yarar görmemekte hem de manik kayma ve döngü hızlanması gibi sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bipolar ve unipolar depresyonun karşılaştırıldığı birçok çalışmada bipolar depresyon hastalarında hipersomni, hiperfaji gibi atipik vejetatif özelliklerin ve intihar riskinde artışın daha sık görüldüğü bilinmektedir. Bu vejetatif işlevlerin regülasyonunda ORX-A, GRL ve NPY gibi nöropeptitler görev almaktadır. Ayrıca bu peptitler intihar riskinde artış ile de ilişkilendirilmiştir. Bu çalışmada her iki hasta grubu major depresif dönemde nöropeptit düzeyleri açısından karşılaştırılmıştır. Çalışmaya 45 yineleyen unipolar depresyon, 24 bipolar depresyon ve 36 sağlıklı kontrol alınmıştır. Gruplar hem serum ORX-A, GRL ve NPY düzeyleri açısından hem de atipik vejetatif işlevler ve artmış intihar riskiyle ilgili Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçeği, Epworth Uykululuk Skalası, Üç Faktörlü Yeme Ölçeği ve İntihar Olasılığı Ölçeği puanları açısından karşılaştırılmıştır. Çalışma sonucunda hem unipolar depresyon hastalarında hem de bipolar depresyon hastalarında kontrol grubuna göre daha düşük serum ORX-A, GRL ve NPY düzeyleri elde edilmiştir. Depresyon grupları arasında ise sadece serum NPY düzeyleri açısından farklılık ortaya çıkmıştır. Ölçekler açısından değerlendirildiğinde ise bipolar depresyon grubunda unipolar depresyon 145 hastalarına göre emosyonel yeme, retardasyon ve iş ile aktivitelerde bozulma puanları daha yüksek saptanmıştır. Sonuç olarak bipolar depresyon grubunda unipolar depresyon hastalarına göre daha düşük serum NPY düzeyleri elde edilmiştir. Bunun bipolar depresyon grubunda hipotalamo- pituiter-adrenal aks fizyolojisinde daha fazla bozulmayla ilişkili olabileceği düşünülmüştür. Ancak her iki depresyon formunun sonuçta hem atipik vejetatif işlevler, intihar riski hem de serum biyobelirteç düzeyleri açısından önemli düzeyde farklılık oluşturmaması nedeniyle Kraepelin’in öngördüğü gibi bu iki klinik durumun aynı hastalık formunun varyantları olabileceği düşünülmüştür. Sonuçların genellenebilmesi için daha geniş örneklemde her iki hasta grubunda farklı depresyon alt tiplerinde serum nöropeptit düzeylerinin ve atipik vejetatif işlevlerin incelenmesi gerektiği düşünülmüştür.