Glikojen depo tip 1A ve Glikojen depo tip 1B hastalarında sık gözlenen Glukoz-6- fosfataz ve Glukoz-6- fosfat taşıyıcı gen mutasyonlarının mikroelektronik array teknolojisi ile araştırılması


Tezin Türü: Tıpta Yandal Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2009

Öğrenci: F. TUBA EMİNOĞLU

Danışman: LEYLA TÜMER

Özet:

Glikojen depo hastalığı tip 1 (GDH 1), kan şekeri regülasyonunda kilit rol oynayan Glikoz-6- Fosfataz (G6Paz) sisteminde fonksiyon bozukluğu sonucu meydana gelen otozomal resesif geçişli bir hastalık grubudur. G6Paz sistemindeki, G6P‟ın sitoplazmadan endoplazmik retikulum lümenine taşınmasını sağlayan G6PT eksikliği glikojen depo hastalığı tip 1b‟ye neden olurken, endoplazmik retikulum lümeninde G6P‟ın glukoz ve fosfata hidrolizini sağlayan G6Paz eksikliği ise glikojen depo hastalığı tip 1a‟ ya neden olmaktadır. G6Paz sistemindeki G6Paz ve G6P transporter proteinlerinin moleküler genetik seviyesi tanımlanmıştır. Bu güne kadar G6Paz geninde 76 farklı mutasyon, G6PT geninde ise 73 farklı mutasyon tanımlanmıştır. GDH 1‟de, özellikle bazı etnik grup ve coğrafik bölgelerde alelik homojenite saptanmıştır. Bu çalışmada 27 GDH 1a ve 3 GDH 1b tanılı Türk hastada yeni bir yöntem olan mikroelektronik array teknoloji ile dünyada en sık rastlanan mutasyonlar araştırılmış ve saptanan mutasyonlar ile klinik ve laboratuar bulgular arasındaki ilişki incelenmiştir. GDH 1a‟lı olgularda taranan 54 allelin 45‟inde (%83,3) hastalığa sebep olan mutasyon tespit edilmiştir. Bakılan mutasyonların allelik sıklığı; R83C (%68,5), G270V (%7,4), G188R (%3,7) ve W77R (%3,7) olarak bulunmuştur. G188R mutasyonu ilk defa Türk kökenli bir hastada saptanmıştır. Bakılan 12 mutasyondan 8‟ine (R170Q, Q347X ,35X, 130X, D38V W63X , 727>T, DelF327) hiçbir hastada rastlanılmamıştır. W77R mutasyonu homozigot saptanan hastanın diğer hastalara göre daha hafif klinik ve laboratuvar bulgular sergilediği gözlenmiştir. GDH 1b tanılı üç hastanın ikisinin tek alelinde G339C mutasyonu tespit edilmiştir. G339C mutasyonunun alel sıklığı %33,3 olarak bulunmuştur. Bakılan diğer iki mutasyona (1211delCT ve W118R ) ise hastaların 3‟ünde de rastlanmamıştır. Sonuç olarak; GDH 1a‟nın tanısında; Türk kökenli hastalar gibi alelik homojenite tespit edilen toplumlarda tüm geni taramak yerine, sık saptanan mutasyonların hızlı bir şekilde analiz edilmesine olanak veren ve diğer yöntemlere göre maliyeti oldukça düşük olan Mikroarray teknolojisinin başarıyla kullanılabileceğini düşünmekteyiz. Daha çok sayıda Türk GSD1b hastasında, çipteki mutasyonel paneli genişleterek ve komplike genetik analiz yöntemlerini kullanarak mutasyon bulma sıklığımızı artırabiliriz.