Berrak hücreli renal hücreli karsinomda preoperatif albumin/ globulin oranının sağkalımı öngörmedeki prognostik rolü


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2017

Öğrenci: MURAT YAVUZ KOPARAL

Danışman: FAZLI POLAT

Özet:

Renal hücreli karsinomun en sık görülen alt tipi olan berrak hücreli RHK vakaların yaklaşık %70-80'ini oluşturmaktadır. Başta tümör evresi ve Fuhrman derecesi olmak üzere sağkalımı öngörmede çok sayıda prognostik faktör tanımlanmıştır. NLO, PLO ve LMO sağkalımı öngörmede prognostik rolleri olduğu gösterilmiş hematolojik parametrelerdir. AGO, karsinogeneziste rolü olduğu gösterilmiş olan sistemik inflamatuar yanıt ve sistemik nutrisyonel durumun iyi bir göstergesi olarak kullanılabilmektedir. Bu çalışmadaki amacımız, lokalize ve lokal ileri berrak hücreli RHK'de, AGO'nun HS ve GS'yi öngörmedeki prognostik rolünü araştırmaktır. Çalışmaya dahil edilme ve dışlanma kriterlerine uyan 162 hasta dahil edildi. Hastaların klinik, patolojik ve hematolojik verileri kaydedildi. ROC eğrileri kulanılarak AGO, NLO, PLO ve LMO için optimum kestirim değerleri belirlendi ve her bir parametre açısından hastalar düşük ve yüksek olarak iki gruba ayrıldı. HS ve GS değerlendirmek için Kaplan-Meier sağkalım analizleri kullanıldı. Muhtemel prognostik faktörlerin HS ve GS ile olan ilişkisini değerlendirmek amacıyla tek ve çok değişkenli Cox regresyon analizleri uygulandı. Hastaların ortanca takip süresi 27,5 (6-89) aydı. Kaplan-Meier sağkalım analizleri sonucunda düşük AGO ve yüksek NLO grubundaki hastalarda hem HS'nin hem de GS'nin anlamlı olarak daha düşük olduğu saptandı. Düşük LMO grubundaki hastalarda HS'nin, yüksek PLO grubundaki hastalarda ise GS'nin anlamlı olarak daha düşük olduğu saptandı. Yapmış olduğumuz çok değişkenli Cox regresyon analizleri sonucunda pT evresinin HS'yi öngörmede, TN ve TSİ 'nin ise GS'yi öngörmede bağımsız prognostik faktörler olduğu saptandı. Yaptığımız çalışmada düşük AGO'nun, lokalize ve lokal ileri RHK'de artmış mortalite ve hastalık riski ile ilişkili olduğu saptandı. Sağkalımı öngörmede prognostik rolünün ortaya konması adına çok merkezli, prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.