Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2009
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: BANU ÖZTÜRK
Danışman: MUSTAFA BENEKLİ
Özet:Giris: 18F-FDG-PET malign lenfomaların tanı, evreleme ve tedavi yanıtının değerlendirilmesinde sıklıkla kullanılan bir fonksiyonel görüntüleme yöntemidir. Lenfomalar potansiyel olarak kür sansı olan malignitelerdir ancak birinci basamak tedavi sonrası rezidüel kitleler relapslarla iliskilidir. BT gibi konvansiyonel morfolojik yöntemlerle canlı tümör dokusu ile fibrotik-nekrotik doku ayırt edilemez. Bu çalısmada, HL ve NHL’lı hastaların baslangıç evreleme ve tedavi sonrası değerlendirme amaçlı çekilen FDG-PET sonuçları değerlendirildi. Aynı zamanda PET’in prognostik değeri arastırıldı. Hastalar ve yöntem: Daha önceden tedavi görmemis, histolojik olarak tanı konulmus malign lenfomalı 105 hasta çalısmaya alındı. En az 12 aylık takip periyodu alan 94 hasta ile istatistiksel analizler yapıldı. baslangıç evreleme ve primer kemoterapi sonrası FDG-PET çekildi ve hastalar retrospektif olarak değerlendirildi. Tedavi sonrası PET ile OS ve PFS korelasyonu arastırıldı. Prognostik faktörleri belirlemek için Cox regresyon analizleri yapıldı. Sonuçlar: HL (n=19) ve NHL’lı (n=75) 94 hasta (median yas:52.5, aralık 20-80 years) çalısmaya dahil edildi. Baslangıç PET-BT sonuçları tüm hastalarda lenfoma tutulumu için pozitifti. Birinci basamak kemoterapinin tamamlanmasından sonra (NHL için R-CHOP ve CHOP benzeri rejimler, HL için ABVD), hastaların %79,5’inde (n=75) PET-BT sonuçları negatif geldi. PET negatiflesen hastaların yalnız %16’sınde relaps gelisti ve RT veya kurtarma KT ± HDT/OKĐT tedavilerine yönlendirildi. PET pozitif hastaların (%20,2) tümünde (mide DBBHL’lı bir ve kemik tutulumlu HL’lı bir hasta hariç) nüks-progresyon gelisti. Median takip süresi 18 ay’dı. Bir ve 2 yıllık PFS oranları PET negatif grupta %88 ve %78, PET pozitif grupta %33 ve %11 bulundu (p<0,00001). Đki grup arasında 1 ve 2 yıllık OS oranları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p=0,82). Çoklu değiskenli Cox regresyon analizleri sonucunda tedavi sonu PET’in PFS için bağımsız bir prognostik belirleyici olduğu gösterildi. DBBHL’li hastalarda (n=50), tedavi sonucu PET negatifliğinin anlamlı PFS avantajı olduğu (p<0,00001) ve bağımsız bir prognostik faktor olduğu saptandı. Sonuç: Bu çalısmanın sonucunda tedavi sonrası FDG-PET PFS için güncel ve bağımsız bir belirleyici olduğu sonucuna varıldı. Tedavi sonrası rezidüel hastalığın erken ve doğru tanısı HDT/OKĐT gibi agresif tedavi yaklasımları gerektiren hastaların seçimine yardımcı olabilir.