Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2011
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Demet Yolcu
Özet:
Şaşlılık cerrahisi sonrasında görülen önemli komplikasyonlardan bir tanesi de postoperatif adezyon gelişimidir. Özellikle komplike şaşılık cerrahileri sonrasında görülen adezyon ve skar formasyonu postoperatif istenmeyen hareket bozukluklarının gelişimine neden olarak cerrahi başarıyı olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Postoperatif adezyon gelişimini artıran faktörler arasında uygun olmayan cerrahi teknik, peroperatif aşırı kanama, koter kullanımı, orbita yağ dokusunun cerrahi sahaya fıtıklaşması ve enfeksiyonlar sayılabilmektedir. Bistüriler geleneksel olarak tüm cerrahlar tarafında hem mükemmel cilt ve cilt altı kesisi oluşturmaları hem de iyi yara yeri iyileşmesi sağlamaları nedeniyle en çok tercih edilen enstrümanlar olmuştur. Ancak kesi esnasında hemoraji gelişimi ve operasyon sahasının görüntülenmesinde zorluk gelişmesi istenmeyen özellikleridir. Bu nedenden dolayı bistüri cihazlarına alternatif kullanılabilecek pek çok enstrüman ile ilgili bir çok çlışma yapılmıştır. Konvansiyonel EC yarım yüzyıladan uzun bir süredir yaygın bir şekilde bistürilere alternatif olarak kullanılan ve eş zamanlı hemostaz sağlayarak operasyon esnasında hemorajiyi azaltan bir enstrümandır . Kesi esnasında cihazdan çıkan ısı nedeniyle oluşan etraf doku hasarını azaltmak amacıyla pek çok çalışma yapılmış ve zaman içinde yeni enstrümanlar geliştirilmiştir. Radyocerrahi minimal doku hasarı ile dokuda hem kesi hem de hemostaz oluşturabilen ileri EC enstrümanı olarak gelişitirilmiştir. Radyocerrahinin etkinlik ve güvenilirliği pek çok cerrahi disiplinde uygulanarak gösterilmiştir. Ayrıca oküler cerrahilerde de kullanımı bilinmektedir. Bizim çalımamızda RC ile kas kesisi oluşturulması ve sonuçlarının konvansiyonel koter ve makas kesisi ile; enstrüman performansı, fibrozis ve yara yeri iyileşmesi açısından karşılaştırılması hedeflenmiştir. Çalışma Gazi Üniversitesi Hayvan Laboratuarında gerçekleştirilmiş olup Yeni Zellanda Beyaz tavşan kullanılmıştır. Çalışmamızın sonuçlarına göre RC ile daha iyi hemostaz sağlanmış olup, daha az doku renk değişikliği ve yapışıklık gerçekleşmiştir ancak K grubu ile arasındaki fark anlamlı bulunmamıştır. Erken ve geç dönem inflamasyon skorları arasında her üç grup arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Fibrozis skorlarının W grubunda enyüksek olduğu ve bu farkın RC grubuna göre anlamlı derecede farklı olduğu tespit edilmiştir. CD 68+ boyanan makrofaj hücre yoğunluğunun her üç grupta benzer olduğu ve yara iyileşme hızı açısından fark olmadığı görülmüştür. Radyocerrahi ile şaşılık cerrahis;i atravmatik, steril kas kesisi, EC benzeri hemostaz, peroperatif minimal hemoraji, minimal doku travması sağlayarak postoperatif gelişen skar formasyonunu azaltabilmektedir. Ayrıca cerrahi sürenin kısalması ve kanamanın olmaması cerrahın konforunu arttırıbilmektedir