Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2018
Öğrenci: TAMRAZ KAZIMOV
Danışman: SEMRA ARSLAN SELÇUK
Özet:21.yüzyıl mimarlığının dilini biçimlendiren iki temel kavramın öne çıktığını söylemek mümkündür. Bunlardan ilki, ekosistemde daha az çevresel ayak izi hedeflemiş olan "sürdürülebilir mimarlık" arayışları, diğeri ise tüm tasarım disiplinlerinde olduğu gibi mimarlık alanında da sağladığı yenilikçi yaklaşımlarla son ürünü olduğu kadar tasarım süreçlerini etkileyen "sayısal tasarım ve üretim" teknolojileridir. Bu iki yaklaşımın kesişim kümesi olarak adlandırılabilecek "performatif mimarlık" ise daha sürdürülebilir bir çevre için daha iyi, daha hafif, daha etkin, daha ekonomik gibi dahaların tümünün eniyilenebilmesi adına bütüncül bir tasarlama ve yapma biçimi olarak literatürdeki yerini almaya başlamıştır. Tüm yapılı çevreler ve özellikle "yüksek binalar", çevreyi önemli ölçüde etkilemekte ve değiştirmektedir. Yüksek binalar sadece karmaşık sistemler ya da estetik objeler olmayıp etkileri, etkileşimleri dönüştürücü güçleri ile birlikte kentin ve kentlinin yaşamında önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla, sürdürülebilirlik, çevre dostu olma, etkin strüktür, etkin-cephe, etkin tasarım ve aerodinamik tasarım gibi konu başlıkları daha da önem kazanmaktadır. Bu bağlamda yüksek binaların kısa bir tarihçesi ve yüksek binaların performansını etkileyen tasarım kriterlerinin belirlenmesi ile başlayan araştırma, performansın en önemli unsurlarından biri olan "taşıyıcı sistem tasarımı ve aerodinamik kararlar" konusuna odaklanmıştır. Örneklem olarak seçilen ve zamanlarının en yüksek yapıları olarak literatüre giren Burj Khalifa ve Shanghai Kulesi'ne ait taşıyıcı sistem ve aerodinamik tasarım kararlarının karşılaştırması sonucunda, sayısal teknolojilerin kullanımıyla erken tasarım evrelerinde hedeflenen bütüncül yaklaşımların önemi anlaşılmıştır. Karmaşık ve meydan okuyucu bu yapıların tüm paydaşlarla yüksek düzeyde işbirliği içinde tasarlandığı ve bu koordinasyonun özellikle BIM (Bina Bilgi Modellemesi) sayesinde gerçekleşebildiğinin vurgusu yapılmıştır.