Dokunsal duyulara yönelik etiketli duygusal büyüklük ölçeği ve bulanık ölçek geliştirme


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2019

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: BURCU UZGUR DURAN

Danışman: DİYAR AKAY

Özet:

Günümüz zorlu küresel rekabet koşulları altında bir ürünün performansını ve kullanılabilirliğini artırmak için tasarım yapılması, o ürünü rakiplerinden ayırmak için yeterli olmamaktadır. Bu kapsamda, şirketlerin zorlu rekabet ortamında ayakta kalabilmesi ve pazar paylarını artırabilmesi için müşterilerin duygu ve algılarına hitap eden ürünler tasarlaması gerekmektedir. İnsan duygularının ve öznel izlenimlerin ürün tasarım süreçlerine dahil edilmesi veya bu süreçte temsil edilmesi duygusal tasarım olarak tanımlanmaktadır. Duygusal tasarım sürecinde, ürünlerin tasarım özellikleriyle ilgili öznel duyguları ortaya çıkarmak için yaygın olarak ölçeklerden faydalanılmaktadır. Osgood tarafından geliştirilen Semantik Diferansiyel Ölçek (SDS), bu amaç için sıklıkla kullanılan ölçeklerden biridir. Ancak, SDS’nin sıralı yapısı önemli miktarda bilginin kaybolmasına veya bozulmasına yol açan bazı dezavantajlar doğurmakta ve bu durum istatistiksel analizlerin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada, söz konusu dezavantajların ortadan kaldırılması amacıyla dört farklı sıfat çifti için Etiketli Duygusal Büyüklük (LAM) ölçeği ve bulanık dilsel ölçek geliştirilmiştir. LAM ölçeği, büyüklük tahminine dayanan ve oran özelliğine sahip olan alternatif bir ölçektir. Bulanık dilsel ölçek ise bulanık sayılar veya aralıklarla tanımlanan dilsel etiketlerin ölçek üzerinde yanıt olarak yer aldığı bir aralık ölçeğidir. Ürün değerlendirmesinde önemli bir faktör olan dokunsal hisleri ölçmek için literatürde yeterli sayıda çalışma bulunmaması dolayısıyla çalışma kapsamındaki ölçekler dokunsal hisleri ölçmeye yönelik geliştirilmiştir. Ölçekleri karşılaştırmak amacıyla yapılan istatistiksel analiz sonucunda yeni oluşturulan ölçekler ile SDS arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı tespit edilmiştir. Bu sonuç SDS’nin kavramsal olarak daha üstün olan ölçekler ile benzer dilsel etiket konumlarına sahip olduğunu ve bu nedenle kullanımının makul olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ancak, yeni oluşturulan ölçeklerin oran/aralık karakteristiğine sahip olması sayesinde birçok parametrik analizin yapılmasını mümkün kılması ve insan algısını dikkate alarak geliştirilmeleri dikkate değer bir katkıdır.