İshalli olgularda Microsporidia sıklığının calcofluor beyazı ve Uvitex 2B kemilüminesans boyama yöntemleriyle araştırılması ve moleküler tiplendirilmesi


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: İLKİZ OĞUZ

Danışman: FUNDA DOĞRUMAN AL

Özet:

Zorunlu hücre içi paraziti olan Microsporidia, ilk kez 1857? de Nageli tarafından tanımlanmıştır. Microsporidia şubesinde 170 cins ve 1.400 tür bulunmaktadır. Microsporidia? nın böcekler, balıklar ve memeliler gibi geniş bir konak yelpazesi vardır. Hayvanlar dışında insanları da enfekte edebildiği ve insanlarda hem semptomatik hemde asemptomatik olarak bulunabildiği gösterilmiştir. İnsanı enfekte eden sekiz cins bulunmaktadır. Bu cinsler; Anncaliia (Brachiola, Nosema), Encephalitozoon, Entrocytozoon, Microsporidium, Nosema, Pleistophora, Trachipleistophora ve Vittaforma? dır. Yapılan çalışmalarda HIV pozitif, immün süpresif, homoseksüel olan bireyler, seyahat edenler ve sağlıklı bireyler araştırma grubunu oluşturmaktadırlar. İnsanlarda en sık enfeksiyon oluşturan türler Encephalitozoon intestinalis ve Enterocytozoon bieneusi ` dir. Çalışmada iki farklı kemilüminesans boya olan Uvitex 2B ve Calcofluor ile Microsporidia sıklığının belirlenmesi ve moleküler olarak tiplendirilmesi amaçlanmıştır. Bu çalışmada 2011- 2012 yılları arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı? na ve Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Labaratuvarı? na gönderilen 200 hastanın ishalli dışkı örnekleri ile çalışılmıştır. Dışkı örnekleri kemilüminesan boya olan Uvitex 2B ve Calcofluor yöntemleri ile boyanmış ve microsporidia sıklığı %38.5 (77/ 200) olarak saptanmıştır. Kemilüminesans boya olan Uvitex 2B ve Calcofluor arasında Microsporidia saptanma açısından istatistiksel olarak mükemmel bir uyum olduğu belirlenmiştir (Kappa= 0.881) Uvitex 2B ile Calcofluor? un mikroskop sahasındaki Microsporidia sporların sayısal yoğunluğuna ( az, çok) ve sporların parlaklıklarına ( soluk, parlak ) göre uyumlulukları istatistiksel olarak belirtilmiştir. İki boya arasında sayısal yoğunluğu açısından orta düzeyde uyum belirlenirken (Kappa= 0.354), sporların parlakları açısından herhangi bir uyuma saptanmamıştır (Kappa= 0.001). Çalışmada microsporidia sıklığının yaş grupları ve kliniklere göre anlamlı bir fark saptanmamıştır (p > 0.05). Cinsiyete göre microsporidia sıklığının kadınlarda (%50) erkeklere (%30.8) göre daha fazla olduğu saptanmıştır (p ? 0.05). Çalışmamızda Uvitex 2B ve Calcofluor ile pozitif saptanan 77 örnekte multipleks nested PZR yapılmış ve ilk basamakta cins ayrımı yapabilmek için E. bieneusi ve Encephalitozoon spp. olarak sınıflandırılmıştır ve yedi (%9.1) tane E. bieneusi, 70 (%90.9) tane Encephalitozoon spp.olarak belirlenmiştir. Microsporidia cinsleri göz önüne alındığında yaş, cinsiyet ve gönderilen kliniklere göre Microsporidia sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p ? 0.05) Çalışmamızda saptanan 70 adet Encephalitozoon spp. cinsi tür ayrımı yapabilmek için ikinci tur multipleks nested PZR ile E. intestinalis, E. cuniculi ve E. hellem olarak tiplendirilmiştir. Buna göre 70 adet Encephalitozoon spp.? de; 44? ü (%62.9) E. intestinalis, 22? si (%31.4) E. cuniculi, ve dördü ise (%5.7) E. hellem olarak belirlenmiştir. Encephalitozoon türlerinin yaş, cinsiyet ve kliniklerine göre sıklığında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmamıştır (p ? 0.05) Dışkı örneklerin Microsporidia tanısında kemilüminesans boya olan Uvitex 2B ve/ veya Calcofluor boyama yöntemlerinin ilk tarama testi olarak kullanılmasının yararlı olacağı sonucuna varılmış ve multipleks nested PZR yönteminin cins ve tür tayininde yararlı olduğu belirlenmiştir. Ülkemizde Microsporidia ile ilgili az sayıda çalışma bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda mikroskobik yöntemler kullanılmıştır. Bu çalışma ülkemizde multipleks nested PZR ile microsporidia tanısı tür tayininin yapıldığı ilk çalışmadır. Tedavi seçeneklerinin belirlenmesi ve Microsporidia epidemiyolojisi açısından türlerinin tespiti için moleküler yöntemlerin yaygınlaşması gerekmektedir.