Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2014
Öğrenci: BERNA ÖZDEMİR KEPEK
Danışman: ÖZLEM GÜZEL TUNÇCAN
Özet:Günümüzde hastane kaynaklı infeksiyonlarda bakterilerin Genişlemiş Spektrumlu Betam Laktamaz (GSBL) üretimi halen ciddi bir sorun olmaya devam ederken, toplum kökenli infeksiyonlarda da GSBL pozitifliği günden güne artmaktadır. Sağlık çalışanları genel olarak dirençli bakteriler ile kolonizasyon açısından genel populasyona göre daha yüksek risk altındadır. Sağlık çalışanının dirençli bakteriler ile kolonizasyon sonucu ya da geçici olarak ellerinde taşımak suretiyle nozokomiyal infeksiyonlarda kaynak oluşturabildiği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Ancak sağlık çalışanlarında GSBL üreten Enterobactericeae spp. ile fekal kolonizasyon sıklığı ile ilgili çalışma sayısı kısıtlıdır. Çalışmamıza Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde çalışan 255 hasta teması olan sağlık çalışanı ve Kontrol grubu olarak Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine tarama ve bağışıklama danışmanlığı için başvuran 255 asemptomatik sağlıklı birey dahil edildi. Katılımcılardan alınan rektal sürüntü kültürlerinden elde edilen E. coli ve Klebsiella spp. suşları GSBL pozitifliği açısından değerlendirildi. GSBL üreten E. coli ve Klebsiella spp. suşları ile fekal kolonizasyon risk faktörleri (Cinsiyet, altta yatan hastalıklar, sağlık personelinin son 90 gün içinde çalıştığı bölüm ve görevi, invazif uygulama varlığı ve tipi, hasta bakımı, hasta sıvılarıyla temas varlığı, günlük hasta teması sıklığı, yoğun bakımda hasta teması varlığı) araştırıldı. Genişlemiş Spektrumlu Betam Laktamaz üreten E. coli ve Klebsiella spp. suşları ile fekal kolonizasyon sıklığı sağlık çalışanlarında %3.1, kontrol grubunda %5.1 olarak tespit edildi. Sağlık çalışanları GSBL pozitif fekal kolonizasyon sıklığı kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklı saptanmadı (P=0.265>0.05). Sağlık çalışanlarında son 90 gün içinde antibiyotik kullanımı ile GSBL üreten E. coli ve Klebsiella spp. Fekal kolonizasyonu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptamadı (P= 0.065 >0.05). DM varlığı ile GSBL pozitifliği arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı (P= 0.176 >0.05). GSBL pozitif fekal kolonizasyon varlığı ile sağlık çalışanının son 90 gün içinde çalıştığı bölüm (P= 0.06>0.05) ve görev tipi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı (P= 0.924>0.05). İnvazif uygulama varlığı (P= 0.110>0.05), invazif uygulamanın majör-cerrahi (P= 1.000>0.05) ya da minör (P= 0.110>0.05) olması, hasta bakımı, hasta sıvılarıyla temas varlığı (P= >0.05), günlük hasta teması sıklığı (P= 0,246>0.05), yoğun bakımda hasta teması varlığı (P= >0.05) açısıdan istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. Günlük hasta teması sayısı arttıkça GSBL pozitiflik oranlarında artış tespit edildi. GSBL pozitifliği hasta temasının daha fazla olduğunun tahmin edildiği görev grubunda (doktor, hemşire, hastabakıcı), riskli temasta bulunan sağlık çalışanlarında saptandı. Bu bilgiler ışığında, nozokomiyal GSBL üreten Enterobacteriaceae spp. ile infeksiyon oranlarının yüksek olduğu hastanelerde el hijyeni yöntemi olarak alkol bazlı el dezenfektanı ile el ovma önerilebilir.