KEMOTERAPİ UYGULAMASININ SIÇAN OVARYUM FOLLİKÜLLERİ ÜZERİNE ETKİSİ VE ÇEŞİTLİ ANTİOKSİDANLARIN KORUYUCU ROLLERİNİN YAPISAL VE İMMÜNOHİSTOKİMYASAL DÜZEYDE BELİRLENMESİ


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2008

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Seren Gülşen GÜRGEN

Danışman: DENİZ ERDOĞAN

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Kanser tedavilerinde kemoterapötik olarak sıklıkla kullanılan ajanlardan biri olan Siklofosfamid, üreme organlarına toksik etki ederek döllenmenin bozulmasına neden olur. ÇalıĢmamızda kemoterapotik ajan Siklofosfamid’in normal ovaryum dokusunda olaylandırdığı dejeneratif etkiler üzerine askorbik asit, α-tokoferol ve selenyum’un olası antioksidan etkilerini immünohistokimyasal ve elektron mikroskobik düzeyde değerlendirmeyi amaçladık. Bu nedenle yaĢam ve geliĢim sinyal moleküllerinden TGF-β1, GDF-9, PCNA, apoptozis sinyal moleküllerinden kaspaz-3, APAF-1 primer antikorları ve hücrelerdeki DNA hasarını belirlemek için TUNEL yöntemi kullandık. Siklofosfamid uygulamasından sonra ovaryum dokusunda tüm geliĢim aĢamasındaki folliküllerin granüloza hücrelerinde TGF-β1, PCNA, oositlerde ise GDF-9 tutulumlarının kontrol grubuna karĢın oldukça azaldığı ve kaspaz-3, APAF-1 tutulumlarının ise belirgin olarak arttığı belirlendi. Ayrıca TUNEL yöntemi ile bu grupta atretik folliküllerin sayısının arttığı ve bazı Graaf folliküllerde DNA hasarı olan hücrelerin kontrol grubuna göre kuvvetli tutulum gösterdiği saptandı. Siklofosfamid ile birlikte antioksidan uygulanan grupların geliĢmekte olan folliküllerinde ise TGF-β1, PCNA, oositte ise GDF-9 immünreaksiyonun kontrol grubuna yakın olarak arttığı, kaspaz-3, APAF-1, TUNEL tutulumlarının belirgin olarak azaldığı ve doku genelinde atretik folliküllerin sayısının anlamlı derecede azaldığı saptandı.Elektron mikroskobik bulgularımız da immünohistokimyasal bulgularımızla eĢdeĢ olarak; Siklofosfamid uygulanmıĢ ovaryum dokularında özellikle çok sıralı primer folliküllerin granüloza hücrelerinde kontrol grubuna karĢın yoğun dejeneratif değiĢiklikler saptandı. Antioksidan uygulanan 3 grupta ise ovaryumun yapısının korunduğu gözlendi. ÇalıĢmamızda elde ettiğimiz bulgulara göre, kemoterapi tedavisi sırasında normal ovaryum dokusunda oluĢan serbest radikallerin neden olduğu dejeneratif etkilerin antioksidanlar ile en az düzeye indirilerek baskılanabileceği ve toksik etkilerden korunabileceği sonucuna varıldı.