NON-HODGKİN LENFOMA HASTALARINDA APOPTOSİS MOLEKÜLLERİ TRAIL VE RESEPTÖRLERİ DR-4 VE DR-5 SERUM DÜZEYLERİ VE FAS/FAS LİGAND SİSTEMİ İLE İLİSKİLERİNİN ARASTIRILMASI: PATOGENETİK VE PROGNOSTİK DEGERLENDİRME


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2007

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Veli Berk

Danışman: MUSTAFA BENEKLİ

Özet:

DBBHL agresif lenfomalar içinde yer alır ve en sık görülen lenfoma tipidir (%30). Germinal merkezde lenfosit proliferasyonu ve dengesi apoptosis ile olmaktadır. Apoptosis ise iki yolun ortak çalısması ile düzenlenir. Bu yollardan biri hücre dısı yol digeri ise hücre içi yoldur. Hücre dısı yol çogunlukla TNF ailesi üyeleri arasında TRAIL, reseptörleri ve Fas/Fas-L üzerinden gerçeklesir. Bu ligand ve reseptör etkilesmesi sonucu hücre içi ölüm domaini (death domain; DD) aktive olur ve kaspazları aktiflestirirler. Kaspaz aktivasyonu ise apoptosis ile sonuçlanır. Bu çalısmada amacımız lenfoma patogenezinde rol oynayan reseptör ve ligandların klinik verilerle iliskisini saptamaktır. lk defa bu çalısmada literatürde daha önce yapılmamıs olan DBBHL’lı hastalarda TRAIL, TRAIL-DR4 ve TRAIL-DR5 düzeylerinin Fas/Fas-L sistemi ile birlikte tedavi öncesi ve sonrası düzeyleri ile diger klinik parametrelerin karsılastırması yapıldı. Çalısmaya Ocak 2005 ve Ekim 2007 arası DBBHL tanılı toplam 47 hasta (25 kadın ve 22 erkek) alındı. Ayrıca 32 saglıklı kontrol (20 kadın ve 12 erkek) çalısmaya dahil edildi. Hastaların tedavi öncesi ve tedavi sonrası serumları alındı. EL SA yöntemi ile serumda soluble TRAIL, TRAIL-DR4, TRAIL-DR5, Fas ve Fas-L düzeylerine bakıldı. Bütün hastalarda TRAIL, TRAIL-DR4, TRAIL-DR5, Fas ve Fas-L düzeyleri kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulundu (p<0,001). TRAIL-DR5 ve Fas düzeyleri klinik IPI skoru ve LDH degerleri ile anlamlı ölçüde korele bulundu. Ayrıca TRAIL-DR5 düzeyleri evre III-IV hastalarda evre I-II hastalara göre yüksekti (p<0,05). Tedavi öncesi Fas düzeyi (5,39±4,5 ng/ml) ile karsılastırıldıgında tedavi sonrası Fas düzeyi (6,33± 4,58 ng/ml) artısı ise istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,05). Ayrıca ölçülen TRAIL, DR4, DR5, Fas ve Fas-L degerleri birbirleri arasında korelasyon açısından degerlendirildiginde, sadece DR5’in DR4 ve Fas ile pozitif yönde, TRAIL ile negatif yönde korele oldugu görüldü. Hastaların klinik özellikleri degerlendirildiginde, IPI skorunun LDH, B semptomları ve evre ile (p<0,05) pozitif yönde anlamlı derecede korele oldugu görüldü. IPI skorunun artması ile OS de azalma anlamlı bulundu (p<0,05). Hastaların evrelerinin yüksekligi ile LDH düzeyleri, ekstranodal tutulumdaki artıs ve B semptomlarının varlıgı arasında da pozitif yönde korelasyon saptandı (p<0,05). Bunlarla birlikte ekstranodal tutulum sayısı artan hastalarda B semptomu görülme sıklıgı da artmıs olarak tespit edildi (p<0,05). Lenfoma tedavisinde, soluble insan TRAIL’i ve reseptörlerine karsı antikorlar deneme asamasındadır. Toksisitesinin fazlalıgından dolayı Fas tedavisi ile ilgili çalısmalar artık yapılmamaktadır. Yaptıgımız bu çalısmada DBBHL hastalarda mevcut degerlere bakıldıgında bu reseptörlerin ve ligandların hastalık patogenezinde rol oynadıgı görülmektedir. Apoptosis reseptörleri arasında sinyal yolunun daha iyi ögrenilmesine ve etkin tedavi stratejilerinin gelistirilmesine yönelik daha ileri çalısmalara ihtiyaç vardır.