Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2011
Öğrenci: ARZU ÇİFTÇİ
Danışman: ESİN ŞENOL
Özet:Kandidemi invaziv kandida enfeksiyonların %50-70‟ini oluşturan, tanı ve tedavisi zor, morbidite ve mortalitesi yüksek önemli bir klinik tablodur. Amerika Birleşik Devletleri‟nde nozokomiyal kan dolaşımı enfeksiyonları etkenleri arasında Candida spp. dördüncü sırada yer almaktadır. Kandideminin yüksek mortaliteye sahip olması, bu enfeksiyonların gelişme riski yüksek hastaların önceden saptanması, preemptif veya profilaktik yaklaşımların belirlenmesi gereksinimini ortaya koymuştur. Yapılan birçok çalışmada kandidemi gelişimine neden olan risk faktörleri tanımlanmıştır. 1 Temmuz 2009-1 Temmuz 2010 tarihleri arasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yatan hastalarda kandidemi sıklığı, kandidemi ile ilişkili risk faktörleri, kandidemi epidemiyolojisi, kan dolaşımı enfeksiyonu etkeni Candida türlerinin dağılımı ve tedavide kullanılan ajanlara duyarlılıkları saptanarak merkezimizde profilaksi ve preemtif tedavi stratejileri planlamak amacı ile yapılmış laboratuvara dayalı, prospektif gözlemsel bir çalışmadır. Hastaneye kabulden 48 saat sonra Center for Diseases Control and Prevention (CDC) kriterlerine uygun enfeksiyon semptom ve bulguları gösteren, en az bir kan kültüründe Candida spp. üremesi olan nozokomiyal kandidemi tanısı konan 71 hasta çalışmaya alınmıştır. Demografik özellikleri, altta yatan hastalıkları, risk faktörleri, klinik veriler, mikrobiyolojik verileri, antifungal duyarlılıkları, antifungal ve antibakteriyel tedavileri ve sonuçları çalışma için hazırlanan kandidemi hasta formuna kayıt edilmiştir. Nozokomiyal kandidemi insidansı 1000 başvuruda 0.94 vaka, nozokomiyal kandidemi insidans dansitesi 1000 yatış gününde 0.021 vaka (10000 yatış gününde 0.21 vaka) olarak saptanmıştır. Kandidemili 71 hastanın 34‟ünde (%47.9) etken Candida albicans, 37‟sinde (%52.1) albicans dışı Candida saptanmıştır. C. albicans en sık görülen tür olup (%47.9), bunu C.parapsilosis (%16.9), C.tropicalis (%15.5) izlemektedir. C. glabrata (%4.2), C. krusei (%4.2), C.guilliermondii (%4.2), C.kefyr (%4.2), C.lusitaniae (%1.4) ve C.rugosa (%1.4) daha düşük oranlarda saptanmıştır. En sık görülen kandidemi risk faktörleri antibiyotik kullanımı (%94.4) iken diğer sık görülen risk faktörleri son 1 ay içinde hastanede yatış (%93), santral venöz kateter ( %70.4 ) uygulaması, son 3 ay içinde hastanede yatış öyküsü (%69.0) ve yoğun bakım ünitesinde yatış öyküsü (%68.6) olarak saptanmıştır. Abdominal cerrahi, üretral kateter uygulaması ve piperasilin tazobaktam kullanımı C.albicans görülme riskini artırırken, son 3 ay içinde hastane yatış öyküsü albicans dışı Candida görülme riskini arttırmıştır. Yetmiş Candida suşuna amfoterisin B, flukonazol ve vorikonazol antifungal duyarlılık çalışılmıştır. Amfoterisin B direnci %1.4 ( sadece 1 C.kefyr suşunda ), flukonazol direnci %20 olup, Candida albicans‟a %24.2 ( 8 suş), albicans dışı Candida‟da %16.2 ( 6 suş) olarak saptanmıştır. Vorikonazol direnci %5.7 olup, Candida albicans‟ta %12.1 direnç görülürken albicans dışı Candida‟larda direnç saptanmamıştır. Çalışılan 50 Candida türünde kaspofungin direnci %2 (sadece 1 C.albicans suşunda) saptanmıştır. İtrakonazol 69 suş için çalışılmış olup, Candida albicans‟ta %40.6 direnç, albicans dışı Candida‟larda %16.2 direnç saptanmıştır. Kandidemili hastalarımızda kaba mortalite oranı %33 bulunmuştur. Risk faktörlerinden üretral kateter kullanımı ve mekanik ventilasyonun mortaliteyi artırdığı, antifungal tedaviye 48 saat önce ve sonra başlanmasının, nötropeni varlığının, santral venöz kateterin çıkartılmasının, kandidemi etkeninin C. albicans ve albicans dışı Candida olmasının kandidemi hastalarında mortaliteyi değiştirmediği saptanmıştır. Sonuç olarak hastanemizde kandidemi insidansı ve insidans dansitesi bazıları ülkemizde gerçekleştirilmiş literatürlerdeki çalışmalara benzer bulunmuştur. Kandidemi etkeni en sık C. albicans olmakla birlikte olguların yarısından fazlasında albicans dışı Candida‟lar görülmektedir. Çalışmamızdaki sık görülen kandidemi risk faktörleri dikkate alındığında akılcı antibiyotik kullanımı, enfeksiyon kontrol önlemlerine uyulması, gereksiz invaziv girişimlerin ve medikal tedavilerin yapılmaması ile kandidemi gelişiminin azaltılabileceği söylenebilir. Tanımlanan risk faktörleri bulunan hastalar kandidemi gelişimi açısından takip edilebilir. Böylelikle mortalite ve morbiditesi yüksek kandideminin erken tanı ve tedavisi sağlanmış olabilir. Çalışmamızda izole edilen Candida türlerinin antifungal duyarlıklarına bakılmış ve flukonazol ve itrakonazol direncinin yüksek olduğu bulunmuştur. Bu sonuç kandidemi tedavisinde sıklıkla kullanılan, toksisitesi ve maliyeti az olan flukonazolün kullanımını kısıtlamaktadır. Ayrıca çalışmamızda Candida tür dağılımı ve antifungal direnç durumuna bakılmıştır. Bulunan sonuçlar doğrultusunda merkezimizde profilaktik ve preemptif tedavi stratejilerinin uygun şekilde planlanabileceği düşünülmüştür.