Hepatit B enfeksiyonlu hastalarda otoantikor sıklığı ve serum sitokin düzeyi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2013

Öğrenci: ZÜBEYDE LALE

Danışman: IŞIL FİDAN

Özet:

Giriş ve Amaç: HBV, Hepadnaviridae ailesinin orthohepadnavirus cinsinde yer alan hepatotropik, zarflı ve kısmen çift sarmallı bir DNA virusudur. Enfeksiyon etkenleri otoimmüniteyi başlatmak veya sürdürmek için çeşitli mekanizmalar kullanırlar.Bu mekanizmalar arasında, moleküler benzeşme, konak doku ve hücreleri hasar gördüğünde korunmuş gizli antijenlerin salınımı, konak hücre proteinlerinin değişimi ve otoreaktif T lenfosit aktivasyonu gibi çeşitli mekanizmalar yer alabilir. HBV enfeksiyonunda da diğer birçok enfeksiyon gibi otoimmüniteyi tetikleyebileceği gibi immün sistem mediatörlerinde de çeşitli değişiklikler meydana getirebilir. Bu nedenle çalışmamızda kronik hepatit B hastalarında otoantikor oluşumunu ve serum sitokin düzeylerindeki değişiklikleri belirlemeyi hedefledik. Materyal ve Metod: Çalışmamızda örnekler 18 yaş üstü, erişkin gruptan HBsAg?si ve HBV DNA?sı pozitif olan 50 adet kronik Hepatit B hastası, HBsAg (+) 25 adet inaktif HBsAg taşıyıcı hasta grubu ve HBsAg (-) ve HBV DNA (-)?sı negatif olan 25 adet sağlıklı kontrol grubundan seçilmiştir. HBV DNA, kantitatif real-time polimeraz zincir reaksiyonu ile belirlenmiştir. ANA, ASMA, AMA, LKM otoantikorları indirek floresan Ab yöntemi (IFA) ile incelenmiştir. IFA yöntemi ile ANA pozitif olarak bulunan örneklerde daha sonra immünoblot yöntemi ile otoantikorların tanımlanması yapılmıştır. RF, Anti-CCP, antifosfolipid G, antifosfolipid M, antikardiolipin otoantikorlarına ise ELISA yöntemi ile bakılmıştır. Serum sitokin düzeyleri ELISA yöntemi ile İncelenmiştir. Bulgular: Kronik hepatit B?li hasta örneklerinde ANA, AMA, ASMA ve LKM otoantikorlardan en az birinin pozitifliği, inaktif HBsAg taşıyıcı ve kontrol gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı düzeylerde farklı bulunmuştur. Kronik hepatit B?li hasta serum örneklerinde %44 ANA, %10 AMA, %16 ASMA, %2 LKM oranlarında pozitiflik tespit edilmiştir. İnaktif HBsAg taşıyıcısı serum örneklerinde %28 ANA, %20 ASMA pozitifliği saptanırken, AMA ve LKM antikor pozitifliği tespit edilmemiştir. Kontrol grubu örneklerde ise %40 ANA pozitifliği belirlenirken; ASMA, AMA ve LKM antikor pozitifliği belirlenmemiştir. HBV DNA viral yük açısından ANA pozitif ve ANA negatif kronik hepatit B grubu örnekleri arasında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Bu üç grupta RF pozitifliği sırasıyla %30, %24 ve %8 oranında RF pozitifliği tespit edilmiştir. RF pozitifliği açısından kronik hepatit B grubu ile kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmiştir. Anti-CCP sadece kronik hepatit B grubu örneklerden 2?sinde (%4) pozitif olarak belirlenmiştir. Çalışmamızda kronik hepatit B grubunda %4 oranında antifosfolipid G pozitifliği, %12 oranında antifosfolipid M pozitifliği tespit edilmiştir Antikardiyolipin antikorları kronik hepatit B grubu örneklerde %14 olarak saptanmıştır. Kronik hepatit B grubu örneklerde, inaktif HBsAg taşıyıcı grup ve kontrol grubu örneklere göre serum IL-17,IL-22, IL-23 düzeyleri düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeylerde artış meydana gelmiştir. Sonuç:HBV ile infekte hastalarda otoantikor ve sitokin yanıtının incelenmesinin, HBV ile birlikte bulunan otoimmün hastalıkların, HBV enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen otoantikor yanıtından ayırımını sağlamada ve hastalıkların tedavisinde yeni yöntemlerin bulunmasına yardımcı olabilir.Bununla birlikte, HBV infeksiyonu ve konak immün yanıtı ve HBV?nin oluşturduğu otoimmünite mekanizmalarının daha iyi anlaşılması için daha geniş kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır.