1800 ve 2100 mhz elektromanyetik alanın sıçanlarda açlık-tokluk hormonları, yeme davranışı ve obezite üzerine etkisi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: MEHMET ÇÖLBAY

Danışman: İLHAN YETKİN

Özet:

Toplumlar hızla şişmanlamaktadır. TURDEP-II çalışması göstermiştir ki 12 yıllık kısa bir sürede bile genel olarak Türkiye ortalaması 6-8 kg artmıştır. Bunun sonucunda obezite sıklığı da %44 artmıştır. Obezite artışı, artan teknoloji ile beraber kolaylaşan yaşam biçimine bağlı fiziksel aktivitede azalma ve modern yaşamdaki beslenme alışkanlığındaki değişime bağlanmaktadır. Obezite üzerinde etkili olabilecek diğer çevresel faktörlerin de belirlenip ortaya konmalıdır. Yoğun elektromanyetik alan oluşturan cep telefonları ve bunların kullanımının hızlıca artması ile beyin parankimi, dolayısıyla iştahın düzenlendiği hipotalamus, çok fazla elektromanyetik alana maruz kalıyor olabilir. Bu çalışmada elektromanyetik alana maruz kalan deney hayvanlarının; (a) açlık-tokluk hormonlarında ortaya çıkan değişiklikleri ve kilolarında gelişebilecek değişimi, (b) kilo almayı açıklayabilecek davranış değişikliklerini saptamayı amaçladık. Çalışma 42 Spragu Dawley sıçanla yapıldı. Çalışmanın sonucunda; 1800 MHz veya 2100MHz EMA uygulaması vücut ağırlığı üzerinde anlamlı bir değişikliğe sebep olmadı. EMA uygulamasının MSH dışındaki açlık-tokluk hormonlarından CART, AgRP ve Nöropeptid Y üzerine anlamlı bir etkisinin olmadığı görüldü. EMA ya bağlı ağrı eşikleri anlamlı oranda azaldı (ağrıya duyarlılık arttı). EMA öncesi ve sonrası yükseltilmiş artı testi ölçümlerinde anlamlı fark saptanmadı. 1800 Mhz ve 2100 Mhz EMA alan gruplarda şahlanma davranışı anlamlı olarak arttı. Çalışmamızda 1800 Mhz ve 2100 Mhz gibi doku penetransının az olduğu yüksek frekans uygulanmış olması kilo artışının olmamasının bir sebebi olabilir. Kilo aldıracak derecede bir termal etkisinin olmayışının yanı sıra EMA, iştah merkezi olan hipotalamustaki açlık-tokluk hormon dengesini de etkilememiştir. Sonuçta; EMA ile MSH hormon düzeyindeki azalma, şahlanmadaki artış Non-iyonizan ışınların canlılar üzerinde etkilerinin olabileceğinin delili olarak yorumlanabilir ve bu alanının çok iyi kurgulanmış yeni araştırmalara ihtiyacı olduğunun ifadesi olabilir.