Ankara'da kentleşme sürecinde konut sorunu


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2011

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: Selcen Özkan

Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu

Özet:

Çalışmamızın konusu, 13 Ekim 1923'te başkent ilan edilmesinden sonra, hızlı bir şehirleşme sürecine giren Ankara'nın konut sorunudur. Ankara'nın şehirleşme süreci, XX. yüzyılın ilk çeyreğinde ticaret ve sanayi alanındaki gelişmelerden ziyade devletin merkezi olması sebebiyle hız kazanmıştır. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olan Ankara'nın devletin destek ve yardımıyla, hızlı ve planlı bir gelişme seyri içine girmesi arzu edilmiştir. Bu amaçla şehrin sağlıklı ve planlı şekilde gelişmesi için yarışmalar tertip edilmiş, planlar hazırlatılmıştır. Ankara için ilk plan denemeleri 1924 ve 1925 yılında Dr. Carl Ch. Lorcher'e hazırlatılmış, ancak söz konusu planın sadece Yenişehir ile ilgili kısmı gerçekleştirilebilmiştir. Daha sonra şehrin imarı ve gelişmesinde 1928 yılında birincilik ödülünü kazanan Hermann Jansen planı esas alınmıştır. Hava koridorları ve yeşil alanların da yer aldığı Jansen planına 1932 yılından itibaren zaman zaman müdahalelerde bulunulmuş; ekonomik kaynak yetersizliği ve arsa spekülasyonları sebebiyle bu planda da arzu edilen sonuca ulaşılamamıştır. 1957 yılında Türk mimarlar Nihat Yücel ve Raşit Uybadin'in planı uygulamaya konulmuştur. Son olarak Ankara Metropoliten Alan Nazım Plan Bürosu, (AMANPB) 1970-1975 yılları arasında ayrıntılı araştırmalar neticesinde 20 yıllık bir zaman dilimini kapsayan Ankara 1990 Nazım Planını hazırlamış ve 1982 yılında metropoliten ölçekteki bu plan onaylanarak yürürlüğe girmiştir. Halen Ankara'da yeni planın hazırlanmasıyla ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. İnsani gelişme endeksinin temel bileşenlerinden birini de konut standardı teşkil etmektedir. İnsanlık tarihi kadar eski olan konut sorunu çok yönlü ve çok değişkenlidir. Barınma, korunma huzur ve refah içinde yaşamanın temel gereklerinden olan konut, aynı zamanda yatırım aracı ve meta olma bakımından mimar, mühendis, şehir ve bölge plancıların ilgi alanına girmektedir. Birçok ülkede hızlı kentleşme süreci ile sosyal ve ekonomik hayatın kentlerde yoğunlaşması, kaynak kullanımının ve büyüme sorunlarının mekân boyutunu da ön plana çıkarmıştır. Son elli yılda ekonomi bilimi içinde kent ekonomisi alt bilim dalı olarak gelişmeye başlamıştır. Bu bakımdan çalışmamızda Ankara'da üretilen konutların sayısına, niteliğine ve maliyet hesaplarına da yer verilmiştir. Cumhuriyetin ilan edilmesinden günümüze kadar varlığını başkentte hissettiren konut sorunu, Ankara'nın tarihi, kentleşme olgusu ve gecekondu problemleri çerçevesinde ele alınmaya çalışılmış; konuyla ilgili kaynaklardan yararlanmak suretiyle değerlendirilmiştir. Pek çok şehirde olduğu gibi Ankara'da da hızlı ve çarpık kentleşmenin yanı sıra, iç göç ve nüfus hareketlerinin doğurduğu bir başka konut türü de gecekondulardır. Arsa ve yapı kooperatifleri, toplu konut, ev kredileri gibi konut edindirme yöntemlerinin sorunu çözmediği ilk yıllarda, şehrin dar gelirli yeni sakinleri konut ihtiyacını Ankara'yı çevreleyen tepelere yasal olamayan şekilde inşa ettikleri gecekondularla gidermeye çalışmış, bu da şehrin dokusunu bozmuştur. Son yıllarda kentsel dönüşüm projeleriyle Ankara'da gecekondular ortadan kaldırılmaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri doğrudan uygulandığı, tarihi dokuyu bozmadığı, çirkin ve plansız betonlaşmaya yol açmadığı sürece olumlu karşılanması gereken bir girişimdir. Ne yazık ki Türkiye'de şehirleşme veya modernleşme, sağlıksız bir betonlaşma biçiminde algılanmıştır. Modernleşme, çoğu zaman, apartmanlaşma, yer altından ve köprü üzerinden motorlu taşıtların geçmesi, plansız yapılaşma ve mimarî üsluptan yoksun kentleşme olarak yorumlanmıştır. Ankara'da konut açığını kapatma çalışmaları esnasında çıkarılan yasalar çerçevesinde devletin sağladığı imkânlarla modernleşme hedeflenirken, olumlu gelişmelerin yanı sıra pek çok yanlışlıklar da yapılmıştır. Türkiye'de pek çok yerleşim biriminde olduğu gibi Ankara'da da modernleşme uğruna tarihi zenginlikler arzu edilen ölçüde korunamamıştır. Tezimizde, bu konular bütün boyutlarıyla ele alınıp işlenmeye çalışılmıştır.