Frog apareyi ile molar distalizasyonunun iskeletsel ve dentoalveoler yapılar üzerine etkilerinin incelenmesi


Tezin Türü: Doktora

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2012

Öğrenci: DENİZ GENCER

Danışman: TUBA TORTOP

Özet:

Bu çalışmanın amacı, Sınıf II maloklüzyonların tedavisinde üst birinci molar dişin distalizasyonu amacıyla kullanılan Frog Apareyinin iskeletsel, dişsel ve yumuşak dokularda meydana getirdiği değişimleri incelemektir. Araştırmaya, dişsel Sınıf II maloklüzyona sahip olan, üst çenede orta şiddetli çapraşıklık, alt çenede ise minimal düzeyde veya çapraşıklığı olmayan, SN/GoGN açısı 38º den yüksek olmayan ve ikinci molar dişleri oklüzyonda olan vakalar dahil edildi. Ayrıca, üst üçüncü molarların varlığı tedavi öncesi değerlendirilerek, ikinci molar trifurkasyon hattının altında olduğu vakalarda, bu dişlerin çekimi tedavi öncesinde yapıldı. Uygulama grubu kronolojik yaş ortalaması 14 yıl 8 ay olan 15 kız, 5 erkek toplam 20 bireyden oluşturuldu Araştırma kapsamına alınan kronolojik yaşları ortalama 14 yıl olan 15 birey (10 kız, 5 erkek) ise kontrol grubunu oluşturdu. Kontrol grubu altı ay süre ile takip edildi. Uygulama grubunda, ortalama tedavi süresi 6,6 ± 0,44 aydır. Araştırma kapsamına alınan tüm bireylerden uygulama başlangıcı ve sonunda lateral sefalometrik film, panaromik film ve ortodontik model alındı. Bu araştırmada her bir parametre bakımından gözlemler faktöriyel düzende tekrarlanan ölçümlü varyans analiz tekniği (Repeated Measurements Factorial ANOVA) ile analiz edildi. Farkların hesaplanmasında Duncan testi uygulandı. Her bir özellik bakımından farkların farkı Student-t testi ile karşılaştırıldı. Frog apareyi ile üst birinci ve ikinci molarlarda belirgin bir distalizasyon sağlanırken, her iki dişte de distale devrilme izlenmektedir. Ankraj kaybı, birinci ve ikinci premolar dişlerdeki meziyal hareket ve keser dişlerde protrüzyon ile ortaya çıkmaktadır. İskeletsel vertikal ölçümler değerlendirildiğinde alt ön yüz yüksekliğinde ve arka yüz yüksekliğinde artış uygulama grubunda istatistiksel olarak önemli bulundu.