Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2019
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: NESRİN ERDOĞAN
Danışman: ALİ YUSUF ÖNER
Özet:Endovasküler olarak parent artere akım çevirici stent uygulamaları ile tedavide anevrizma lümeni içerisinde akım dinamikleri değiştirilerek anevrizma tedavisi sağlanmaktadır. Akım çevirici stentin gözenekli yapısı sayesinde yan dallarda akım korunmaktadır. Akım çevirici uygulamaları ile daha sık olmak ile birlikte endovasküler anevrizma tedavi sonrasıiskemik komplikasyonlar görülebilmektedir. Bizim bu çalışmamızda akım çevirici uygulaması ile tedavi edilen intrakraniyal anevrizmaların işlem öncesi, işlem sonrası erken ve geç dönem perfüzyon MR ile değerlendirilmesi, ASL ve DDA perfüzyon karşılaştırılması ve ASL perfüzyon etkinliğinin gösterilmesi amaçlanmıştır. Akım çevirici ile tedavi planlanan olgularda tedavi öncesi, tedavi sonrası erken dönem(ilk 1 hafta) ve geç dönem (6. ay) rutin kraniyal MR yanı sıra, ASL ve DDA perfüzyon MR görüntüleme yapılmıştır. Görüntüler iş istasyonuna aktarılarak özel yazılım programı ile perfüzyon haritaları oluşturulmuştur. Öncelikle görsel olarak değerlendirilmiş, ardından tüm sulama alanlarındanve milimetrik iskemik odaklardan kantitatif değerlendirme yapılmıştır. Tedavi öncesi ve sonrası elde olunan değerler karşılaştırılmıştır. Tedavi sonrası erken dönemde parent arter sulama alanı lokalizasyonunda görsel ve kantitatif değerlendirmede DDA ve ASL perfüzyon parametrelerinde anlamlı 64 farklılık saptanmamıştır. İşlem sonrası milimerik difüzyon kısıtlaması izlenen alanlarda da anlamlı perfüzyon parametre değişikliği saptanmamıştır. Kontrastsız bir yöntem olan ASL perfüzyon iskemi değerlendirmede etkin bir yöntem olup, ASL CBF değerleri ile DDA rCBF ve MTT değerleri arasında korelasyon olduğu gösterilmiştir. İntrakranial anevrizmaların akım çevirici stent ile tedavi sonrası iskemik komplikasyonlaın değerlendirilmesinde pASL yöntemi DDA ile benzer şekilde etkin bir yöntemdir. Akım çevirici stent uygulamaları sonrası, intrakranial anevrizma hastalarında erken dönemde serebral perfüzyon parametrelerinde her iki yöntemde de anlamlı değişiklik saptanmamıştır.