Moleküler Tanısı Olmayan Primer Siliyer Diskinezi Ön Tanılı Hastaların Tüm Ekzom Dizileme Analizi Verilerinin Retrospektif Olarak Yeniden Değerlendirilmesi


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: TİLBE HAKÇIL ÖZ

Danışman: Gülsüm Kayhan

Özet:

Primer siliyer diskinezi (PSD); tekrarlayan üst ve alt solunum yolu hastalıkları ile seyreden ve hastaların yaklaşık yarısında bir organ lateralite defektinin eşlik ettiği genetik bir hastalıktır. Hastalığın temelinde motil (hareketli) silyanın disfonksiyonu yatmaktadır. Bulgular, silya içeren sistemlerin işlev bozukluğu ile ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde PSD ile ilişkilendirilmiş 50’yi aşkın gen tanımlanmıştır. Klinik ve laboratuvar bulguları ile PSD tanısı alan hastaların %20-30’unda ilişkili genlerde patojenik varyant saptanamamaktadır; bu durum, PSD fenotipi ile ilişkili olabilecek tüm genlerin henüz tanımlanamadığını düşündürmektedir. Her geçen gün PSD ilişkili yeni genlerin tanımlanması ile tüm ekzom dizileme (WES) analizi, bu hasta grubunda daha avantajlı bir yöntemdir. Moleküler tanı, klinik tanının zorluk teşkil ettiği durumlarda hem hastalığın doğal klinik seyri ve uygun tedaviler hem de ailelerde bu hastalığın tekrarlama riski açısından danışmanlık verebilmek için oldukça önemlidir.

Bu çalışmada, PSD ön tanısıyla WES çalışılmış ancak moleküler tanı alamamış hastaların WES verilerinin, ortak genlerdeki varyantlar ve yolak analizi ile yeniden değerlendirilmesiyle olası aday genlerin ve alternatif kalıtım modellerinin (digenik kalıtım) tespiti planlanmıştır.

Hastaların WES verilerinin güncel literatür, segregasyon çalışmaları ve algoritmalar ile yeniden değerlendirilmesi sonucunda 35 hastanın 3’ü (%8,6) PSD için kesin bir moleküler tanı almıştır. Sekiz hastada (%22,9) saptanan varyantlar sonucunda; CEP128, RIBC1, DNAH14, NINL, SPMIP2 (c4orf45)  genleri PSD için ve USHBP1, CRYBG1, TRIM34 genleri ise enfeksiyon yatkınlığı için aday genler olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra, DNAH6 ile DNAI1 ve RPGR ile NME8 gen çiftlerinde saptanan heterozigot varyantlar sonucunda 35 hastanın 2’sinde (%5,7) digenik etkileşimin PSD fenotipi için de geçerli bir kalıtım modeli olabileceği düşünülmüştür.    

Bu çalışma sonucunda, moleküler tanısı olmayan hastaların WES verilerinin yeniden analiziyle olası aday gen ve kalıtım modeli önerileri sunulmuş olup, hastaların moleküler tanısına ve literatüre katkı sağlanmıştır.