Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Gazi Üniversitesi, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2017
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Sena Gülbahar Tuncel
Danışman: PINAR DİNÇ KALAYCI
Özet:Ankara, Neolitik ve Paleolitik çağlardan bu yana yaşanan bir kent olmuş ve birçok tarihsel katmanı içinde barındırmıştır. Roma döneminden başlayarak Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere farklı devletlerin yerleştiği ve yapılaştığı bir sürece sahip olmuştur. 2000'li yıllara kadar Ankara'nın kentleşmesi ve sonucunda ortaya çıkan mimarlık ürünleri, belirli dönemler ve akımlar altında toplanabilmiştir. Bu süreçte sergilenen mimarlık, Ankara'ya özgü olmuş ve Ankara'nın planlı, kurgu bir kent olmasını beraberinde getirmiştir. Ancak 2000'li yıllar ile artan küreselleşme, tüm dünyanın olduğu gibi Ankara'nın da mimarlık ortamını etkilemiş ve dönüştürmüştür. Küreselleşme ile beraber gelen söylemlerin, 21.yüzyıl mekanına ve mimarlık ortamına nasıl yansıdığı ele alındıktan sonra Ankara kenti üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Yaşanan yenilikler ve mimarlık ortamında yankı bulan söylemler, yükselme-prestij-esnek mekan, ayrışma-karma fonksiyon, ekoloji, çeşitlilik-farklılık, marka-gösteri başlıkları altında toplanmıştır. Öncelikle bu kavramların, mimarlık ortamında buldukları karşılığın neler olduğu ifade edilmiş, daha sonra bu kavramlar, 2000 yılından sonra Ankara'da üretilen mimarlık ürünleri ile eşleştirilmiştir. Bu eşleştirmenin yapılabilmesi için mimarlık literatüründe yer alan 2000 yılı sonrası Ankara yapıları derlenmiş ve özellikleri ortaya koyulmuştur. Çalışma alanı olarak ele alınan ve 2000 sonrası Ankara mimarlık ürünleri olan örneklerin, hangi özellikleri ile hangi kavramlara denk geldiği açıklanmıştır. Bu yöntemle, Ankara'da mimarlık ortamının, küreselleşme sürecinde nasıl bir değişim yaşadığı ve küreselleşme faktörlerinin, kent üzerinde ne gibi etkiler bıraktığı irdelenmiştir. 2000 yılı sonrasında üretilen mimarlık ürünleri, değişimin göstergesi olmuştur. Ankara kentinin geçmişte daha yerel ölçekli, planlı ve kurgusal bir kent olması durumu, 21.yüzyıl mimarlığında farklı bir boyuta ulaşmıştır. 21.yüzyılda bir yandan kentte yerel mimarlık arayışları devam ederken diğer yandan farklı olan keşfedilmek istenmiştir. Bu deneme ve keşif süreci sonunda Ankara, ikili durumun gözlendiği bir kent olarak biçimlenmiştir. Kendi dokusuna ve coğrafyasına özgün örnekler de üretiliyor olmasına karşın, küreselleşme etkisi ile beraber aynılaşan ve dünyanın herhangi bir yerinde de inşa edilebilecek olan yapıların sayıca artış gösterdiği bir boyuta geçmiştir.